Vay arkadaş!
Cümleye bak!
"Istakoz değil, kumru yiyin" Marie Antoinette'nin "değişik versiyonu". Ne demişti kraliçe? "Ekmek bulamazsanız, pasta yiyin." Çeşmeli yöneticiler ise olayı hepten bir değişik yerden tuttu.
Çeşme'nin çok pahalı olduğunu söyleyip, Yunan adalarındaki uygun fiyatlarla kıyaslayanlara "ayarı" vermişler.
O ayarı verirken de yol göstermişler.
Çeşme'de her bütçeye uygun yer varmış. Pahalı geliyorsa, marka bir restoranda ıstakoz yerine; çarşı içinde kumru yiyecekmişiz.
Aboovv!
Bunu söyleyen ÇEŞTOB Başkanı Veysi Öncel... Ona destek çıkan Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç ise, "Sizin bireysel olarak harcadığınız para çok geliyorsa topluma yansıtmayın" buyurmuş.
Haaa. Ne yapacağız?
Kan kusup, "kızılcık şerbeti içtim" diyeceğiz.
Kol kırılacak yen içinde kalacak.
Dalgıç, aynı açıklamasında, "Ben de sık sık Yunan adalarına gidiyorum" diye devam etmiş.
Haydaaa...
Niye Yunan adalarına gidiyorsunuz Sayın Dalgıç? Çeşme pahalı mı geliyor?
Peki biz şimdi ne halt edeceğiz?
"Hocanın dediğini yapıp, yaptığını mı yapmayacağız" ben anlamadım ki...
Havalar çok sıcak.
"Sıcak mı çarptı" diyeceğim ama herhalde lüks beach club'lara gidip, gölgelikli bir locada oturuyorlardır.
Acaba ıstakoz yediler de o mu dokundu?
Istakoz bünyede "saçmalama alerjisi" yapıyor olabilir mi?
Hay Allah ya...
Şimdi o ıstakoz yedikleri lüks restoranlarda bildiğimiz yoğurttan da yoktur!
Arkadaş, zehirlenmeye de içine alengirli bir şey katılmış yoğurt iyi gelmez ki!
Durun bakayım. Başka ne demişti Veysi Öncel: "10 liraya çay içilen yerler pahalı geliyorsa oradan çay içmeyip ara sokakta bir yerde çay içilebilir." Hah işte bu...
Siz de artık ara sokaklarda bir bakkal, ne bileyim büfe falan bulup bir yoğurt alın...
Vallahi ıstakoz zehirlemiş sizi!
Aksi halde "azıcık kriz yönetme kabiliyeti" olan hiçbir yönetici, bulunduğu yerin insanıyla böylesine dalga geçen bir açıklama yapmaz.
Daha geçtiğimiz yıl sizler değil miydiniz "Çeşme kazık değil, biraz pahalı" diyen.
Ne oldu birdenbire Çeşme'deki işletmelerin önemli bölümünün "Kazıklı Voyvoda" soyundan geldiğine ve doğru yaptıklarına ikna mı oldunuz?
Çeşme'nin pahalılığı ucuzluğu değil artık mesele.
Mesele zihniyet...
Mesele o garip Marie Antoinette kafası!
Çeşme'nin orta vadede geleceği belli...
İstanbullular, Çeşme'den er ya da geç sıkılacak.
Modası geçecek.
Çünkü artık, insanların itiş kakış yürüdüğü, dirsek dirseğe oturulan mekanlara servet harcamak bir süre sonra İstanbullu'ya da saçma gelecek.
Bakın içlerindeki "ikoncan" lardan sadece biri, Twitter'a şöyle yazacak:
"Çeşme miiyyee. Ayygg çok banal. Yeni trend x... beybisiler! Bir daha mı Çeşme'ye adım atmam!" Ve rüya bitti!
Olmayacağını mı sanıyorsunuz?
Bekleyin görün!
Bakın o zaman İzmirliler de sizinle fena dalga geçecek ama...
Siftah yapamayan mekanlarınızın önünde tavla oynayacaksınız.
Ama yine de siz snob takılın; zarları atarken ince belli bardakta çay yerine frozen margarita yudumlayın!
Siz dönmeyecek bir sevgili gibi, İstanbulluların yolunu beklerken, biz mi ne yapacağız?
Öğüdünüzü dinliyor olacağız.
Ara sokaklardan birinde çay içip, kumru yiyeceğiz.
Siz mi?
Eeee siz de, ekmek bulamazsanız pasta yiyin!