Nil Kuyumcu

Söz konusu vatansa gerisi sahiden teferruattır

Hadi şimdi zamanda kısa bir yolculuk yapalım...
Çok geriye gitmeyin...
Ortaokul çağlarına dönün sadece...
Bir sıraya oturun...
Bakın bakalım tahtada hangi ders yazıyor...
Ders: Tarih.
Hafızalarımızı yoklayalım şimdi.
Neler söylenmişti bize?
Ne şanlı savaşlar yapmıştık değil mi? Ama o kazanılan savaşlardan çok, "biz" anlatılırdık ders kitaplarında.
Biz var ya biz, olağanüstüydük...
Osmanlı'dan bu yana, 7 cihana nam salmıştık...
Korkusuz, cesur, vatanı için canını veren bir millet...
Hani öyle bir milletti ki, tek başına dünyayı devirebilirdi sanki...
Biz bir araya gelince önümüzde kimse duramazdı...
Feriştahı olsa bize vız gelirdi...
Savaşta parmağındaki yüzüğünü, evindeki iki somun ekmeğini, giysisini, çarığını ve canını veren biz...
Peki gözünüzün önüne bir sembol geldi mi?
Savaşta, 215 kilogram ağırlığında top mermisini sırtlayan Seyit Onbaşı mesela...
Ve sonraaa...
Yıllar geçti...
Hani öyle yüzyıllar falan da değil...
Ama biz, "o kısa zaman diliminde" tanınmayacak hale gelmiştik sanki...
Korkusuz, cesur, vatanı için canını veren bir millet mi demiştik demin?
Valla ne yalan söyleyeyim, gözüme çoğu kez pek de öyle gözükmüyorduk!
Bazı değerleri sorgular olmuştum...
Geçmişe ve bugüne bakarak, acı bir kıyaslama yapıyordum...
Hani deyim yerindeyse, birbirini yiyen...
Garip kutuplaşmaların içine giren...
"O şöyle, bu böyle" diye herkesin, herkese bir etiket yapıştırdığı bir ülke...
Birlik olmak çok uzak bir hayal gibiydi...
Vatan için savaşmak da demiştik değil mi?
En fazla klavyede tuşlar arasında dolaşırmışız gibi geliyordu!
Savaş çıkarsa elimizden internet gidene kadar, "dislike" yapardık, kesin bombaların altında selfie çektiren birileri çıkardı, deniz yerine cephe kadrajına çıplak ayağını uzatan biri, "kurşun keyfi" yazardı!
Abarttım mı?
Kabul...
Abartmışım!
Vaayyy be!
Biz sahiden neymişiz?
Tarih kitaplarında okutulanlar da ne...
Biz o kitabı sahiden cümle cümle, kelime kelime, harf harf kanımızla, canımızla yazmışız!
Biz diyorum biz!
Kimlerin torunları olduğumuzu, bu vatanı kimlerden, nasıl cesur yürekli insanlardan emanet aldığımızı, o emanetin başımızın tacı olduğunu unutmamışız...
Kendi dört duvarımızda "dünya yansa" umurumuzda değilmiş gibi gözükse de, meğer konu vatansa gerisi sahiden teferruatmış!
Ne demişti ATAM!
Türk Milleti ZEKİDİR...
Türk Milleti ÇALIŞKANDIR...
Ve sonra 15 Temmuz gecesi gösterdi ki Türk Milleti KAHRAMANDIR...
O gece ortaya çıkan tablo, 7 Ağustos'ta Yenikapı'da düzenlenen "Demokrasi ve Şehitler Mitingi" nde başka bir sıfata büründü...
Kutuplaşmayı bırakınca...
Sen, ben, öteki kavgasına girmeyince...
Yaftaları silip atınca...
Ortak bir değer uğruna, aynı duygu selinde buluşunca şu ortaya çıktı...
Türk Milleti bir araya gelince MUHTEŞEMDİR...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.