Eeee ne oldu aziz ve muhterem hemşehrilerim, kar ile aşkımız erken bitecek gibi gözüküyor!
Uzaktan bakarken çok güzeldi değil mi?
Amaaan pek bir seviyorduk...
Millet karlı yollarda perişan olurken, bizim bir yanımız özeniyordu...
"Bunlar niye bu kadar kızıyor ki kara. Ne güzel işte diyorduk."
Haklıydık!
Gidiyorduk Bozdağ'a, Spil'e...
Amaç ne?
Kayak yapmak mı?
Yooo...
Karda sucuk-ekmek varken, kim takar kayağı falan!
Şöyle bir de sahlep! Mis!
Sonra ver elini İzmir merkez...
Ah ama nasıl da zordu ayrılık...
Doyamıyorduk o beyazın güzelliğine...
Kavuşulamayınca artan sevda gibi, biz de seni çok seviyorduk kar!
Düne kadar!!!
Vallahi önemli bir bölümümüz senden soğudu!
İlk tartışmada ayrılmak isteyen 'yaz aşkı' gibi olduk ama sen de ilk günden aşırı doz verdin...
Hayır biraz alıştıra alıştıra gelseydin...
O ne öyle...
Yolları "buz pistine" dönüştürdün...
Tüm İzmirliler en "artistik puanları" alarak yollarda yürüdük...
Ulaşımımız zaten felaketti...
Ama İzmirli sürücüler, gölete dönüşen yollarda ilerlemeye alışkındı ve seviyorlardı...
Kendilerini Camel Trophy'de zannediyorlardı o suları yara yara ilerlerken...
Fakaatt...
Biz karda araç kullanmayı da bilmiyorduk ki...
Nitekim kullanamadık...
Yollar döndü mü Fuar'daki "çarpışan oto" pistine...
Toplu ulaşım ise bazı yerlerde "toplu ulaştırmama" olarak isim değiştirdi...
Yüksek yerleşim yerlerindeki yokuşlar, otobüs şoförlerinin gözüne Himalayalar gibi gözüktü...
Baktılar her yer kar buz...
O koca otobüsleri zaptetmek mümkün değil...
"Vallahi bizim gözümüz zirvede değil. Biz hiç çıkmayalım" diyerek mütevazılık örneği sergilediler!
Kapattılar kontağı bıraktılar otobüsleri...
İzmirlilere de "Yolun geri kalanını katırlarla devam edeceksiniz" dediler!
Gelelim ısınmaya...
Kalorifer seçeneği olanlar şanslıydı ama ya diğerleri...
Soğuktan titreyen duvarlar ısınmadı...
En büyük felaketi "elektriği" ısınma amaçlı kullananlar yaşadı...
Aşırı soğuk ve yüklenmeye bağlı kesintiler nedeniyle İzmirliler evlerde donup kaldı...
Kar... Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeliymiş...
Sen böyle ara ara İzmir'de yağıyormuş gibi yap!
Biz seninle Leyla ile Mecnun gibi olalım...
Tam kavuşamayalım ve birbirimizi hep "merak" edelim...
Hayatımıza pat diye girdin ya...
Tüm kusurların da birdenbire ortaya çıktı...
Ne bileyim, o balım gülüm cicim ayları bitince evde "fanilayla dolaşan adam"; "makyaj güzeli" olduğu ortaya çıkan kadına dönüştün!
Seni öyle kabul edenlere geri dön kar!
İzmirliler seni "kusurlarınla" sevmeye alışkın değil!
Hayalimizde güzel kal...
Ve biz de kar gören masum İzmirli olmaya devam edelim...
KARDA ZORDUR YÜRÜMEK!
Yazarınızdan karda yürümeye bilmeyen hemşehrilerine özel hizmet... "İzmirliyiz, kar bilmeyiz, düşüp bir yerimizi kıracağız" diyenler için karda yürümenin yolları.
- Adımlarınızın vitesini düşürün.
Biliyorum biz hızlı yürümeye alışkınız ama minik adımlar atmamız gerekiyor. Yavaşlayın!
- Yürürken dengeyi sağlamak için dizleri hafif kırmak gerekiyormuş.
Anlamadınız değil mi? Alaçatı'da topuklu ayakkabıları ile yürüyen İstanbullu kadınları düşünün.
Kaptınız mı yürüyüş yöntemini.
Dinazor T-rex modu!
- Elleriniz cebinizde yürümeyin...
Öyle pek bir cool görünüyor olabilirsiniz. Ama 'düşmüş bir cool' olmak istemezsiniz.
- Veee. Biz yakında kendimize benzetir ve 'sorunsuz' bir 'İzmirli kar' yağdırırız merak etmeyin!