Bugün, erkek okurlara torpil geçelim!
Genellikle, köşe yazılarında, dergilerde hep kadınlar için "mutluluk formülleri" açıklanıyor...
Şöyle yazılar çıkıyor kadınlar için:
"Erkeği geri döndürmenin yolları." "Ne yaparsanız arar?" "Eski yöntem demeyin, hala kaçan kovalanıyor!" "Telefon kaç çalışta açılmalı; mesaja kaç dakika sonra cevap verilmeli." Gerçi hiçbir kadınının bu formülleri uygulayabildiğine şahit olmadım ya neyse...
Dünya var olduğundan beri, bir arada yaşayıp, uzay çağında bile hala "iletişim" kuramayan "kadın ve erkeğin" sorunu çözülmek bilmiyor...
Medya sektörü bile "şunları bir araya getirelim" diye uğraşıyor işte!
Oysa en güzel formül, şu cümleyi kurmak:
"Canım! Biz seninle iletişim kuramıyoruz. Yani sadece Türkçe bilen birine, Fransızca dert anlatmaya çalışmak gibi bir şey! En iyisi 'anlaşamadan' sevelim birbirimizi..."
Ama yok arkadaş!
Kadın ayrı yerden, erkek ayrı yerden çekiştiriyor...
İlla "onun" istediği olacak...
Mutlaka ve mutlaka "anlaşacaklar!" Aynı dili konuşacaklar...
Bir konuda "farklı düşünmeye" tahammül yok!
Mutlaka "ruh ikizi"ni bulacaksın...
Oysa ki, birbirinin "kopyası" insanlar bir süre sonra sıkar! Düşünün bakalım, sürekli aynaya bakarak yaşanır mı!
Hayat bir değişim ise sevdiğin kişide "değişikliğin" tadını keşfetmektir güzel olan!
Sende olmayanı sevmek!
Ama nerdeeee...
İlle de ikiz olsun!
İster çamurdan olsun!
Hal böyle olunca başlar tartışmalar, ayrılıklar...
Eveeeet..
İşte erkek okurlar için torpil bölümü başlıyor...
Medya sektörü, hemcinslerim için bu kadar çaba gösteriyorsa, bu köşede erkekler lehine küçük eşitlik adımı atalım...
Buyursunlar!
İlişkiniz biraz çalkantılı gibi...
Hayatınızdaki kadın sizi hala seviyor mu sevmiyor mu emin değilsiniz... Yüzünüze gülüyor... Ayrılalım falan demiyor...
Ama ortama bir sessizlik hakim... Bir tarafınız, tüm dırdırdan, o tartışmalardan, kapristen kurtulduğu için mutlu...Hasret kaldığınız sessizliğin tadını çıkarıyorsunuz!
Ama içinizde bir yerlerde bir şeylerin ters gittiğini hissediyorsunuz...
Harika!
Bildiniz!
Sevgiliniz "sessiz sessiz", "tek yönlü" gidiş bileti aramaya başladı!
Peki! İşte "tek atışta" hedefi 12'den vurup, doğru teşhisi koyduracak "formülü" açıklıyorum...
Bakın bakalım saçlarına ne yapmış!
Eğer Rapunzel modundaki sevgiliniz, saçlarını kısa kestirdiyse, geçmiş olsun!
Bileti almış!
Hem de tek yön!
En yakın ispatı ise Tuba Büyüküstün... Masal evlililik haberleri sürerken, o güzelim saçlarını kestirdi Büyüküstün...
Beline kadar uzanan saçlarına kıydı... Ve ben aylar önce, o "sözde yeni imaj" haberini okuduğumda "Bitti bu evlilik" demiştim... Şimdi ise boşanıyorlar haberlerini okuyoruz işte...
Peki neden yapıyor bunu kadın?
Niye, "önce" saçlarına "sonra" hayatındaki erkeğe veda ediyor...
Bakın orası biraz karışık!
Belki;
-İlişkide kendini suçlu görüp ceza vermek için!
-Erkeğin sevdiği saçlarını onun elinden almak için!
-Anıları kesip atmak için!
-Bir şeyden vazgeçebileceğini kendine ispatlamak için!
-Yeniye yer açmak için!
-Ben seni seven o kadın değilim artık diyebilmek için!
Nedeni ne olursa olsun, sonuç değişmiyor...
Peki ne yapmak lazım?
Saçlarını kestirip, bileti alan kadın geri döndürülür mü?
Cevap: Başka bir yazıda...
