Bu hayatta insanın başına her şey gelebilir...
Rezil de olursun vezir de...
"Bir günde değişir dünya..." Ve hayat, unutmaman için, bu sözü sürekli olarak sana fısıldar...
Bazen yaşanan değişime kendin bile şaşırırsın...
Vezir oluyorsan sorun yok!
İşin tadını çıkarırsın...
Amaaa...
Bir de bunun tam tersi var işte...
O da "rezillik" bölümü!
Evet, işte tam da bu noktada Caner Erkin ve Asena Atalay evliliğine gelelim...
Daha bir kaç hafta önce Asena'yı tiye alan bir yazı yazmıştım...
Oğullarının harcamaları için Caner Erkin'den istediği astronomik rakamların gerekçesi hayli komikti...
"Zenginleşmenin yeni yolu boşanmak" başlığıyla, o talepleri yazmış ve "Çıkmaz demeyin şansınızı deneyin!
Milli Koca! Milli Piyango'yu kazanmaktan daha yüksek bir ihtimal" demiştim...
Peki ne oldu?
Caner Erkin, bu entrikası bol filmin "masum" ve "mağdur" karakteri; Asena Atalay ise Yeşilçam tabiriyle, "kötü kadın"ıydı!
Herkesin aklında "Caner bu kadına nasıl tahammül ediyor" sorusu vardı!
Evlilik bitti...
Caner yeni bir aşka ve evliliğe yelken açtı...
Hoooop Asena çıldırıp, Caner'in parasının peşine düştü ve bunu oğulları üzerinden yaptı...
Filmin "iyi" ve "mağdur" kahramanı hala Caner'di...
Önceki güne kadar!
Bu kez oğullarını "kullanma" ve "para hırsı" Caner'e geçti!
Eski eşine karşı velayet davası açtı...
Boşanma aşamasında Asena'ya bıraktığı velayeti geri istedi...
Hadi, buraya kadar bile olay anlaşılabilir!
Fakat!
Velayeti almak için sunulan gerekçeler akıl alır gibi değil...
Caner Erkin, dava dilekçesinde "Hamilelik döneminde zayıflama hapları kullanarak çocuğun sağlığını hiçe saydı.
Çocuğuyla geçirmesi gereken zamanı birtakım özel ev partilerinde, hatta striptiz kulüplerinde direk dansları yaparak geçiriyor" dedi.
Caner, Asena'nın instagramda paylaştığı direk dansı fotoğrafını da mahkemeye delil olarak sundu.
Bununla da yetinmedi!
Eski eşinin evli oldukları dönemde 3. kişilerle birlikte olduğunu dava dilekçesinde anlatan Erkin; kampta, şehir ve yurt dışında olduğu dönemlerde Asena'nın gece kulüplerinden sabaha karşı çıktığını ileri sürdü!
Aklın neredeydi Caner Erkin!
O kadın zayıflama haplarını içerken...
Seni üçüncü kişilerle aldatırken...
Striptiz yaparken...
Gece kulüplerinde gezerken, aklın neredeydi?
O üçüncü kişi haberlerini okurken, senin "vurdumduymazlığın" karşısında dudaklarımız uçuklamıştı!
Rahatlıktan ölecektin!
Eeee şimdi ne oldu?
Bazen davaları kazanmak için "bel altı" vurursun!
Çocuğunun velayetini almak mı istiyorsun? Kolay!
Kadının "gayri ahlaki" bir hayat sürdüğünü söylersin...
Ve normal şartlarda hiçbir hakim, küçücük bir çocuğu annesinden ayırmayacağı için, neredeyse sıfır olan davayı kazanma ihtimalini artırırsın!
Bunu ispatlayabilirsin de o velayet sana geçebilir!
Ya sonra?
Ortada üstelik bir erkek çocuk var...
Ve o çocuğun "siciline" de bir şekilde işleyecek bu "gayri ahlaki" durum...
Senin kanından, canından, soyadını taşıyan o erkek çocuk büyüdüğünde bu davanın gerekçesini nasıl açıklayacaksın Caner Erkin?
Çınar, "Sen hem beni hem annemi nasıl böyle rezil ettin. Benim velayetimi bu yolla mı aldın" derse nasıl cevap vereceksin!
Yeşilçam filmleri dedik ya, "Senin annen melek falan değildi, striptizciydi yavrum" mu diyeceksin!
Unutma Caner Erkin...
Çocuğunun annesi olması için Asena'yı sen seçtin!
Ve şimdi...
Çınar için bunu hatırlama vakti!