• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Ey İstanbul... İzmir senden güzel! NİL KUYUMCU

Ey İstanbul... İzmir senden güzel!

nil.kuyumcu@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 02 Haziran 2017, 20:12

Güzellik nedir?
90-60-90 kumral bir fıstık mıdır yani?
Yoksa aklı, kalbi, konuşması ile sizi derinden sarsan biri midir?
Hani, "Bir daha ben böylesini nereden bulacağım" dedirten...

Bu cümleyi bugüne kadar kurmadıysanız, "geçmiş olsun." Sizin için yapacak bir şey yok!
Ama yine de kaderinize küsmeyin...
Ne demişler?
Bir günde değişir dünya...

Peki bugünkü "cumartesi yazımızın" konusu aşk mı?
Hayır!

İngiliz Daily Telegraph Gazetesi, dünyanın en güzel şehirlerinin listesini açıklamış...
Listede 36 şehir yer alıyor...
Bilin bakalım Türkiye'den listeye giren tek şehir neresi?
Hayır İzmir değil!
İstanbul'u tercih etmiş, zevksiz İngilizler!
Neye ve kime göre karar verdiniz?
Neresi güzel o kibirli İstanbul'un!
Dış görünüşü güzel olsa ne fayda, ruhu çirkin ruhu!

Şimdi İstanbul aşıkları hep bir ağızdan haykırabilir...
O şık mekanlarını...
Boğaz'ın güzelliğini...
Tarihi dokuyu, tek tek sayabilir...
İstediğiniz kadar sayıp, dökün...
Kabul, İstanbul güzel...
Hem de çok güzel...
Ama bu, makyajı bol bir güzellik...

Podyumda en alımlı haliyle yürürken görüp beğendiğin, ama akşam o ağır makyajı silip, karşına geçtiğinde "Bu da ne böyle?" dedirten bir güzellik...
Sessiz güzelliğine vurulduğun, ama konuşmaya başladığında, "Acaba içinde beyin var mı?" diye MR çekmek istediğin bir fıstık!
İşte, İstanbul böyle bir şey...
Adamı gerim gerim geren...
Gittiğine gideceğine; sevdiğine seveceğine pişman eden...
Kollarında huzur değil, huzursuzluk veren bir güzellik...
Uzaktan bakınca sevdiğin, ama göğsüne yattığında "Bitse de gitsek" dediğin bir afet!

Ama İzmir öyle değil...
İzmir'in insanın kalbine iyi gelen bir tarafı var...
Belki, İstanbul'daki kadar "afilli" mekanlarımız yok bizim...
Belki, yıllardır dönüp dolaşıp aynı yerlerde geziyoruz...
Belki, çocukken çikolatalı kurabiye yediğimiz pastanede, bugün diyet tost sipariş ediyoruz...
Belki dün bisiklet sürerken düşüp dizimizi kanattığımız yerde bugün, çocuğumuzla elele yürüyoruz...
Ama işte biz bunu seviyoruz...
Biz, İzmir'in vazgeçilmezliğine aşığız...
Yanından giderken içimiz acıyor...
Terk etsek bile, "Bir gün sana döneceğim!" diyoruz...
Hiç kimse, hiçbir güzel onun yerini tutmuyor...

Neden mi?
İzmir, mutluluk veriyor...
İzmir'de yaşamak; hani derin bir suda yüzerken yüzeye çıkıp nefes aldığın o ilk an gibi...
Sabah ayılmak için içilen nefis bir kahvenin ilk yudumundaki lezzet...
Deliksiz uyuduğun bir gecenin sabahında gözlerini açarken, yüzüne yerleşen gülümseyişteki sevinç...
Diyetini bozduğun kaçamak bir dondurmadaki hınzırlık...
Zillere basıp kaçtığın okul sabahlarında attığın kahkahadaki yaramazlık...
"Onunla" göz göze geldiğin anda, hızla kaçırdığın bakışlarındaki telaş...
Ve rahatlık...
Ellerin cebinde yürürken, dudaklarında dolaşan bir ıslığın izi misali...
Hani, evin yan odasında kimin oturduğunu bilirsin ya...
Sokağa çıktığında tanıdığın en az 5 kişiyle karşılaşıp selamlaşacağını bilmenin eminliği...
Yabancısı değil, sahibi olduğun bir şehir...
Sanki hepimizin cebine İzmir'in tapusunu vermişler gibi...
Öylesine bizim...
Öylesine ait...

"Benimsin" diyebiliyorsun bu şehre...
Bir elini tutsa, diğer eliyle her an bir tokat atacakmış gibi bakan İstanbul'un aksine İzmir, gözlerinin içine bakıp gülümsüyor...

Sözün özü...
Makyajını sil de gel İstanbul!
Kim daha güzel görelim...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.