Hani bazı haberler vardır, hatırladıkça tekrar bütün asfalyalarınız atar...
İşte, Zonguldak'ta daha 2 yaşındaki kızını, evire çevire döven, koltuğa fırlatan, sanki karşısında en büyük düşmanı varmış gibi davranan o anneyi hatırladıkça, öfkem tekrarlanıyor... 
***
Küçük E.T.'nin uğradığı şiddet, babasının eve yerleştirdiği gizli kamera görüntüleri ile kanıtlanmıştı... Baba Erdem T., görüntülerin ardından, Tuğba T.'a boşanma davası açmış, vicdansız anne 3 ay evden uzaklaştırılmıştı...
Güzeller güzeli, masum yüzlü E.T., o günden beri babasıyla yaşıyordu...
Dün Tuğba T. hakkında, 'aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali' ve 'alt soya karşı kasten yaralama' suçlarından 5,5 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı...
***
Süren davada, dayakçı annenin savcılığa verdiği ifade, neresinden tutsan dökülüyor...
Tuğba T., önce kızını dövüp dövmediğini hatırlamadığını söylemiş...
İlginç! Ardı arkası kesilmeyen tokatlarla başına darbe alan o küçük masum çocuk ama; hafıza kaybı, enteresan bir şekilde annenin kendisinde olmuş!
***
Sonra annenin hafızası birden açılmış!
Evde bütün gün, penye pijamasının içine sokuşturduğu beyaz atletiyle televizyon izliyor muhtemelen!
İzlediği de pembe dizi, abidik gubidik yarışmalar, evlilik programları tabii...
Ama sanırım arada eski Yeşilçam filmlerini seyrediyor olacak ki, araba çarpınca hafızası geri gelen Türkan Sultan misali, bunun da "beyninde ani aydınlamalar" oluyor! Çünkü, kızını dövüp dövmediğini hatırlamadığını dile getiren anne, ardından da "Her gün dövmediğini" söylemiş...
Bak bu da hayli ilginç!
Çocuğa şiddet uygulamanın günü ve sayısı mı var? Zeytin ağacı mı bunlar!
Nadasa bırakır gibi, bir gün dövüp, ertesi gün dövmüyor musun nedir?
***
Sonra, sinirlendiği zaman her annenin çocuğuna uygulayacağı kadar şiddet uyguladığını belirtip, "Kızımın kalçasına hafif vurdum" demiş... Çocuğu tutup divana çarpıyorsun... Ne kalçası, ne hafifi!
***
Söyle devam etmiş, akıllara durgunluk veren anne:
"Görüntülerdeki kişi benim!" Hadi be!
Yemin et!
Sahi sen misin?
Aaa biz de komşu Makbule Teyze, sizin eve gelip zevk olsun diye E.T.'yi dövüyor sandık! Sadece, Makbule Teyze, sana nasıl bu kadar çok benziyor, acaba maske mi takmış, plastik makyaj mı yapmış diye maaile çözmeye çalışıyorduk!
***
Tedavi görüp, kızını almak istediğini söylemiş Tuğba T... Ve eklemiş... "Yaptıklarımdan utanıyorum." Bir sürü saçma sapan laf etmişsin dayakçı anne!
Ama tek düzgün ve doğru cümlen bu...
Utanmalısın zaten! En çok da neden utanmalısın biliyor musun?
Sen onu dövdükten sonra bile, kaçmak yerine yine de sana doğru yürüyor...
Yahu, o dövdüğün ellerini açsan, ağlaya ağlaya "Anne" diye sarılacak...
***
O pijamaları çıkarıp hayata yeniden mi başlayacaksın, tedavi mi olacaksın, ne yaparsan yap!
Şu anda o çocuğun annesi olmayı hak etmiyorsun ama onun yine de ne yazık ki seninle büyümesi gerekiyor...
Çünkü o yaşta bir çocuğun ihtiyacı olan "anne sevgisini" kimse veremez...
Babası bile...
"Annen seni dövüyordu biz de seni ondan ayırdık", desen de, o çocuk yine de "Annemi istiyorum" diye ağlar!
Haaa bu arada şimdiden düşünmeye başla...
Bir gün büyüyüp, o görüntüleri izleyecek E.T....
Bakalım, "Sen beni niye dövdün" diye sorduğunda ne cevap vereceksin!
