14 Şubat'ı aşk, meşk, kırmızı kalp vs ile kutlayan erkeklere sözümüz yok...
Kimi "beyaz atlı prens" moduna görev gibi geçti, kimi de "içinden gelerek"... Ama öyle veya böyle, kutlayıp sevgililerini mutlu ettiler mi? Ettiler...
Onları tebrik ediyor ve geçiyoruz diğerlerine?
Kimlere mi? Yabancı değiller yahu...
Her an her yerde çıkıyorlar karşımıza...
Mesela dün bile çıktılar...
Onların "şiddetinin" önüne, Sevgililer Günü bile geçemedi...
Millet sevgilisine "gül" gönderdi; onlar ise adeta "vurduğumuz yerde gül biter" diyerek hayatlarındaki kadınları dövdü...
Bayağı bildiğin tekme tokat giriştiler...
Bakın fotoğrafa... Kadıncağızın 2 gözü mosmor...
Hemcinsleri, 14 Şubat'ta kendisine gelen morlu, pembeli, kırmızılı çiçeklere bakarken, onun gözleri morluktan renkten renge girdi! Peki sebep? 10 yıllık eşi eve kuma getirmiş... Yıl 2018, adam kuma buluyor!
Kadın da 2 çocuğunu alıp evden gidiyor...
Vallahi her ne olduysa, bu "çakma Kazanova", "kuma" görünümlü sevgilisine de şiddet uygulayıp elini kırıyor...
Eh, sevgilisi de evi terk ediyor tabii... Sonra geri dönüp karısıyla barışmak istiyor... Talebi kabul edilmeyince de kadıncağızı yol ortasında evire çevire dövüyor...
Kafatasının içinde beyin yerine sünger mi taşıyor bu insanlar anlamıyorum...
O kadın sana niye dönsün? Sen kendini Brad Pitt falan mı sanıyorsun diyeceğim ama, o bile terk edildi. Angelina koydu adamı kapının önüne!
Yani demem o ki, sen kimsin be adam?
Eve kuma getir... Kadını terk etmekten beter et... Sonra yeni bulduğunu elden kaçırınca, "Gel barışalım" de...
Olmayınca da gözünü morart!
Anladık, cezalar falan kar etmiyor...
Bu adamlar, hapislerde sürüm sürüm sürünmüyor...
Peki başka bir yol mu bulsak?
Mesela eskiden sürgün cezaları vardı... Birileri, "sevmenin" zerresinden anlamayan, bu şiddet yanlısı erkekleri toplayıp "sürüsüyle", sürgüne mi gönderse acaba!
Nereye mi?
Hindistan'a! Vallahi, orası çok uygun!
Hayatlarını "krallar" gibi geçirirler!
Çünkü orada herkes onlara tapar tapar!
Ne de olsa Hindistan sınırlarında "kutsal" sayılıyorlar!
Seni unutmadım Özgecan...
Biliyorum Özgecan...
11 Şubat 2015'ti...
Dün gibi geliyor ama 3 yıl geçti...
Evine gitmek için bindiğin minibüste, bir sapık, bir hain tarafından acımasızca öldürüldün...
Sadece geciktim yazmak için...
Seni unutmadım...
Seni kimse unutmuyor...
Sen, bir mücadelenin en masum sembolüsün...