Sessiz sinemadan beri sinemanın gözdesi olan "Alis Harikalar Diyarında" pek çok kez filme uyarlandı. Çocuk edebiyatının en sevilen kahramanlarından olan Alis, 145. yaşına basarken yönetmen Tim Burton'un yorumuyla üç boyutlu ve gotik bir tarzla sinemalara bir kez daha konuk oluyor. 19 yaşına gelen Alis için annesi ve ablası ondan habersiz bir parti organize ederler. Birçok snop tipin yer aldığı bu partide kibirli ve sıkıcı bir adam olan Hamish Ascot evlilik teklifinde bulunur. Tam bu esnada Alis beyaz tavşanı fark eder. Bu sıkıcı partiden kaçmak eşsiz bir fırsattır aslında bu. Alis tavşanın peşine düşer ve tavşan deliğinden yuvarlanarak kendisini o fantastik ülkede bulur. Burada başta Çılgın Şapkacı olmak üzere birçok eski dostuyla karşılaşır.
BİÇİLMİŞ KAFTAN
Her zaman çılgınlıklarıyla sinemada nev-i şahsına münhasır bir tarz yaratan yönetmen Tim Burton "Alis Harikalar Diyarında" da bunu sürdürüyor. Çoğunlukla uyarlama ya da yeniden yapımları kendi tarzıyla çeken Tim Burton, Lewis Carroll'ın yarattığı harikalar diyarında adeta tarzını konuşturuyor. Karanlık, gotik ve her şeyiyle farklı tasarımları harikalar diyarında da hayat buluyor. Bu nedenle bu eser ve yönetmen birbirleri için tam biçilmiş kaftan.
Romanda 9 yaşında olan Alis filmde gelişip güzelleşiyor ve 19 yaşında bir genç kız haline geliyor. Alis'in dışında "Çılgın Şapkacı" onca kahramanın arasından sıyrılıp Alis ile başrolü paylaşıyor.(Bunda tabii ki Johnny Depp faktörünü unutmamak gerekiyor.) Birçok karakterin kesintiye uğramış olması başta hayal kırıklığı yaratsa da karakterlerin daha derinine ele alınması seyirciyi mutlu ediyor. Burton sadece tekniğe değil karakterler de üçüncü boyut getirmiş oluyor.
Tim Burton filmde pek çok karışık tekniği bir arada kullanıyor. Gerçek oyuncular ve animasyon karakterler bir arada. Yani "Alis", "Çılgın Şapkacı" ve "Beyaz Kraliçe"nin dışındaki diğer karakterler animasyon. Helena Bonham Carter'ın canlandırdığı "Kırmızı Kraliçe" pek çok tekniğin karışımından oluşuyor. Ağır bir makyajın yanı sıra çeşitli dijital müdahalelerle Carter adeta yeniden yaratılmış.
BERABERLİK MUHTEŞEM
Bu filmin en iyi kozu kuşkusuz 'Çılgın Şapkacı'yı canlandıran Johnny Depp. Gözlerini olduğundan yüzde 15 daha büyük gösteren lensleri, turuncu saçlarıyla meslek hayatındaki unutulmaz performanslarından bir tanesini sunuyor. Şapkacıyı gerçekten en çılgın haliyle canlandırıyor. Depp bu haliyle hani neredeyse 'Karayip Korsanları'ndaki Kaptan'a fark atıyor. Daha önce 'Sweeney Todd', 'Charlie ve Çikolota Fabrikası','Ed Wood' gibi filmlerde birlikte çalışan Tim Burton ve Johnny Depp yıllar içerisinde geliştirdikleri yönetmen-oyuncu ilişkisinin verimini bu filmde birlikte alıyorlar. Hani sanki Burton filmleri Depp'siz düşünülmez gibi. Filme adını veren 'Alis'i ise ilk kez başrol oynayan
'Mia Wasikovska' canlandırıyor. Daha önce 'Amelia' de rol alan genç oyuncu bu rol için en doğru seçim. İleri de onu daha farklı yapımlarda izlemek sürpriz olmayacak.
Üç boyutun büyük ilgi görmesi, animasyonun harikalar yaratması ve bunların sonucunun gişede başarılı olması şu anlama geliyor: Önümüzdeki günlerde bildiğimiz, gördüğümüz, klasik olmuş tüm hikaye/filmleri yine yeniden üç boyutlu izleyeceğiz. Bence gayet iyi bir fikir.
Haftanın Filmleri
Eşrefpaşalılar
Bornova'dan sonra İzmir'in Eşrefpaşa semti de bir sinema filmine konu oldu. Eşrefpaşa'da yaşayan bıçkın, lafını esirgemeyen bu insanların yaşadıkları muhitin raconu gereği içki, kumar, kavga gibi kötü alışkanlıkları da vardır. Mahallenin yıllardır kapısı kilitli olan tek camisine tayini çıkan bir hocayla birlikte olumlu bir değişim geçirirler. Değişim sırasında yaşanan komik olaylar güldürürken dramatik sahneler gözyaşı döktürüyor izleyiciye.
Ses
Derya bir bankanın çağrı merkezinde çalışan ve annesi ile birlikte yaşayan genç bir kızdır. Derya'nın rutin giden hayatı gaipten duymaya başladığı bir sesin ortaya çıkması ile beraber altüst olur. Genç kız başlangıçta sesi duymazlıktan gelmeye çalışsa da ses kısa sürede genç kızın hayatını kontrol etmeye başlar. Derya'dan işyerindeki patronu Onur'u takip etmesini isteyen ses, genç kızın hayatını giderek korkunçlaşan bir kabusa çevirir. Gerilim filmi olan SES İtalya'da medar-ı iftarımız olan Mehmet Günsur'un hatırı için seyredilebilir.