• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
ÖZKAN BİNOL

'Gözlerindeki Sır'ı keşfetmeye hazır mısınız?

ozkan.binol@sabah.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 30 Nisan 2010, 17:57
Bu hafta kendinize bir iyilik yapın ve fırsat yaratıp 'Gözlerindeki Sır' filmini mutlaka seyredin. Gizem, gerilim ve romantizmin olağanüstü şekilde harmanlandığı film, sizi yavaş yavaş eline geçirecek ve tutkuyla bağlanacağınız, yıllarca unutamayacağınız bir film haline gelecek. Bu ilginç filmin konusu kısaca şöyle:
Görevinden yeni emekli olan sorgu müfettişi Benjamin, bir türlü peşini bırakmayan ve mazisi 25 yıl önceye dayanan bir tecavüz-cinayet vakasının romanını yazmaya karar verir. Kısa bir süre sonra cinayetin acı dolu hatırası üzerine düşünmek, Bejamin'in güncel yaşamının detaylarını aydınlatmaya başlar ve onu, duygularına ayna tutarak saplantılı bir aşkın ördüğü ağ ile yüzleşmeye zorlar. Korkunç suçun gizemi kendini yavaş yavaş ele verirken, Benjamin adalet ve kendini arayış ekseninde ciddi bir sınavdan geçer.

DAVANIN PEŞİNDE
'Gözlerindeki Sır' son yılların en çarpıcı filmlerinden biri. Filmin öyküsü, çözülememiş bir cinayetin peşinden akarken yıllarca süren tutkulu bir aşkı da anlatmayı ihmal etmiyor. Galiba filmi güzel ve büyük yapan şey de bu olsa gerek. Aynı konu etrafında buluşmuş karakterlerin yıllar içerisinde yaşadıkları. Müfettiş Benjamin'in emekliliğinin ilk günlerinde 'Morales Davası'nı roman olarak yazmaya karar vermesiyle hem yirmi beş yıllık süreç içinde bir yolculuğa çıkıyor hem çok katmanlı öykünün parçalarını bir araya getirmeye başlıyor.
'Gözlerindeki Sır' en iyi roman uyarlamaları arasında sinema tarihindeki yerini rahatlıkla alacaktır. Bundaki en büyük pay, kuşkusuz yönetmen Juan Jose Campanella'nın. Yönetmen birkaç farklı alanda aynı anda devam eden hikayeyi romanın özünü bozmadan başarılı bir şekilde sinemalaştırmış. Büyük tutkuyla aşkına bağlı bir karakter yaratırken aynı zamanda gerçekçi bir sosyal portre çiziyor. Fona Peronist dönemi yerleştiren yönetmen ciddi bir 'sınıf farkı' eleştirisi de yapıyor. Mesela tecavüzün faturasını iki göçmen işçiye kesmeye çalışan faşist yargıcı müfettiş Benjamin pataklayarak bir güzel engelliyor. Bu kadar cesur olan Benjamin ne yazık ki Irene ile aralarındaki sınıf farkını bir türlü aşamıyor. Filmde bunlar o kadar güzel dile getiriliyor ki hayran kalmamak mümkün değil. Nutuk değil neredeyse her söz/diyalog altın değerinde.

YÜZ AKI
Yönetmenin bir diğer başarısı sinema dili. Juan Jose Campanella, polisiye film estetiğini çok zarif bir sinema diliyle kullanırken kara film türüklerinden de başarıyla yararlanıyor. Filmine istasyon sahnesindeki o çok etkileyici sahne ile muhteşem bir başlangıç yapıyor. Hele hele Huracan Stadı'nda gerçekleştirilen plan sekans. Kanımca sinema okullarında ders olarak okutulacak kadar başarılı. Son yıllarda bu kadar yaratıcı bir plan sekans izlememiştik. Görüntü ve sanat yönetimi de filmin diğer artıları. Benjamin'de Ricardo Darin, Irene'de Soledad Villamil ve Pablo'da Guillermo Francella, rollerinin hakkını fazlasıyla veriyorlar. Darin ve Villamil oynadıkları karakterlerin gençliklerini de başarıyla canlandırıyorlar. Uzun sözün kısası 'Gözlerindeki Sır' Latin dünyasından gelen en son bomba. Bu yıl en iyi yabancı film Oscarı'nı alan 'Gözlerindeki Sır'ı kesinlikle kaçırmayın.
İyi seyirler.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.