"Iron Man" de 3'ledi. Sürpriz değil, beklenen olay. Asıl sürpriz olan Iron Man 1-2'nin yönetmeni Jon Javreau'nun koltuğunu Shane Black'e bırakmış olması. Mel Gibson-Danny Golver'li "Cehennem Silahı" serisinin yazarı olan Black, "Kiss Kiss Bang Bang" filminin de yönetmeni. Yerinde bir devir teslim. Black, kendine has esprileri, yerli yerinde kullandığı görsel efektlerle "Iron Man 3" de sıkı bir aksiyon filmi ortaya çıkarmış.
NELER OLUYOR?
Hatırlarsanız silah tasarımcısı olan Tony Stark, Afganistan'da düzenlenen bir suikastte yaralanmış. Kalbi ağır yara gören Stark bir tür mıknatısı andıran özel bir kalple hayata dönerken kendi keşfi olan "Demir" bir elbiseyle de süper bir kahramana dönüşmüştü. Hatta Pepper adlı genç kadın hem Tony'nin hayatını düzene sokmuş hem de onun gönlüne girmişti. Bu kez; yani üçüncü macerada acımasız terörist Mandarin biyolojik silah olarak kullandığı askerler ile dünyayı kontrolü altına almaya çalışır. Mandarin'in güçlerinin kaynağı ise Killian'ın Extremis kod adlı bir süper virüsüdür. Mandarin'i yok etmek elbette Stark'ın görevidir.
Süper kahramanlar aksiyon sinemanın vazgeçilmezi. Cristopher Revees ve Marlon Brando'lu "Süperman" benim hala kült filmim. Kuşkusuz Süperman'in üzerine Batman'dan "Spider Man"a, "Hulk"tan" Kaptan Amerika"ya nice süper kahraman geldi geçti. "Iron Man" de bu zincirin en son kahramanı. Malum tüm süper kahramanlı filmlerde güzel kadınlar, iyi dostlar, kötü adamlar ve akla ziyan olaylar fink atıyor. Durum böyle olunca "Iron Man" ne yapsın? Zırhına bürünüyor, kötülükleri yok ediyor. Zırhı çalışmazsa espri yapıyor.
TERÖRİST MANDARIN
Bu tür filmlerde en büyük iş kötü adama düşüyor. O ne kadar kötüyse filmin aksiyon dozu da o kadar yüksek oluyor. "Iron Man 3 bu anlamda kötü adam Mandarin'den epey nasipleniyor. Mandarin multi-kültürel acımasız bir terörist. Biyolojik silahla dünyayı tehdit ediyor. (O bir film kahramanı olsa da silahlanma bu hızla sürerse emin olun ki gerçek hayatta da birçok Mandarin'le karşılaşacağız.) Tabii ki karşısında "Iron Man"i buluyor. "Iron Man"in Mandarin'le giriştiği amansız mücadelede ise en büyük silahı sezgileri. Bu sırada Stark kendi içinde de bir mücadele yaşıyor: "İnsan mı kostümü yaratır, yoksa kostüm mü insanı?"
KÖTÜ ADAM KINGLEY
Mandarin rolünde Ben Kingley tüm yeteneklerini sergiliyor. Hayranım ona. Yıllar önce "Gandhi" filminde yorumuyla Oscar'ı kucaklayan Kingley, çizgi roman kahramanına bile müthiş bir "ruh" üfleyebiliyor. Diğer oyuncular; Robert Downey Jr'u hep severim. "Shorleck Holmes"la daha da gözüme bir girdi. Aynı şey sevgilisini oynayan Gwyneth Paltrow için de geçerli. Hatta işi abartıp "Özkan in Love"* bile diyebilirim.
Shane Black'in filme -ve karakterlere- katkısını da unutmamak gerekir. Esprilerinin Iron Man'e bir tazelik kattığı bir gerçek. Stark bile daha rahat, daha karizmatik, daha esprili. Düşünsenize demir adam çalışmayan demir elbisesiyle dalga geçiyor. Ya Mandarin? Sinema böyle "kötü" adam görmedi. Yönetmenin deyimiyle Hollywood korkacak ve nefret edecek birine duyulan ihtiyacı sömürmeye devam ediyor. Mandarin de bunun şahikası.
Keyifli bir süper kahraman fantezisi "Iron Man 3". Meraklısına 3D'side bal kaymak.
Haftanın Filmi
Bir Gevrek, Bir Boyoz, İki de Kumru
Tan İzmir'i bir daha geri dönmeyi düşünmeyerek terk etmiştir. Yakın bir arkadaşının vefat haberini aldıktan sonra istemese de İzmir'in yolunu tutar. Selanikli Alexi ise 55 yıl önce bu güzel kentten göç etmiştir. Sevgili eşini kaybeden Hristo, onun son dileğini gerçekleştirmek için karısının küllerini İzmir'e götürmek üzere yola çıkar. İki adamın yolu uçakta kesişir. Osman Dikiciler'in ilk yönetmenlik denemesi.
