• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
ŞEBNEM BURSALI

HDP NEYİN TEMSİLCİSİ?

sebnem.bursali@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 17 Nisan 2015, 19:29
Karakolda doğru söyler, mahkeme şaşar sözü misali; HDP'ye akıl sır erdirmek mümkün olmuyor çoğu zaman. Sadece HDP de değil. Medyada yıllardır ateşli söylevlerle, alevli cümlelerle mağduriyet nutukları atan, çözüm de çözüm diyen ama iş çözüme geldiğinde tek topukla kaçan "sözde" demokratlara da aynı sözüm. Hükümetin ve bu işi en başından bu yana sarsılmaz bir iradeyle yürüten Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın samimiyetle getirdiği noktada en büyük iş HDP'ye düşüyor ama gelin görün ki hem söylemleri hem de perde gerisinden tavırları bu kadar hassas bir dönemde propagandayı bu seviyeye indirerek sürecin ruhuna en büyük zararı veriyor. Siyasal alanda terör örgütünün sözcülüğünü üstleniyor görüntüsünü hangi siyasetle açıklayabilirsiniz ki? En son Ağrı'da yaşananlar ve ardından parti sözcülerinin yaptıkları açıklamalar bunun en net göstergesi. 7 Haziran seçimlerinde, barajı aşıp aşmayacağı da bu samimiyet testine bağlı esasen. Yoksa; bölgede şiddetin sözcüsü, bölge dışında barış güvercini benzetmelerini sonuna kadar haklı çıkarır ki; bunun da seçmen tarafında karşılığı "veto" yoluyla olur.. Bizden söylemesi..

Mağduru değil suçluyu teşhir


Malum; gündem artık seçim süreci ama hayatın kendi akışı içinde yaşanan iyi ve kötü şeyler de var. Bugün sizlere manşetten verdiğimiz haberi; dünkü Yazı İşleri toplantımızda uzun uzun tartıştık. Fatih Şendil'in haberi, ilk bakışta adi bir "tecavüz" olayı gibi idi ve ben bu tür haberlerin birinci sayfada çok büyütülmesi taraftarı olmayan bir gazeteciyim. Ama haberi tartıştıkça ve detayları konuştukça o kadar çok ayrıntı ortaya çıktı ki; bu sefer hangi boyutuyla verelim konusunu kendi aramızda epey tartıştık. Sonunda manşet yapmaya karar verdik ama; bizim bir süredir çok belirgin olmadan yürüttüğümüz yayın politikamızın altını kalın kalın çizeceğimiz ve belki de diğer gazetelere de ilham olacak boyutuyla haberi işlemeyi kararlaştırdık.
Önce haberi en özet şekliyle hatırlatayım; bir nişanlı çift, şehir içi sayılan bir piknik alanında, araçlarının içinde sohbet ederken; 3 insan kılığındaki sapık, silah zoruyla erkeği etkisiz hale getirirken, genç kıza ardı ardına tecavüz edip, üzerindeki telefon ve ziynet eşyalarını da çalıyorlar.
Olayın bir boyutu burada:
77 milyon insan, daha bir ay önce Özgecan'ın hunharca katledilmesiyle kahrolduk. Bu olayda da tecavüze uğrayan genç kız, öldürülmekten kurtuldu ve biz en azından yaşadığına sevinebiliyoruz belki ama ömrü boyunca bu travmayı taşıyacak. Utanması gereken kendisi değil, ona bu rezilliği yapan insan kılığındaki sapıklar aslında.
Bir diğer boyutu da:
Bu olayın ortaya çıkmasını sağlayan kahraman polis memurunda. Huzur Timleri'nin rutin olarak yaptıkları bir aramada, çalıntı cep telefonu satmaya çalışan sapıkların birisinden şüphelenen polisler, telefonun aynı bölgede başka bir genç kızdan gasp edildiğini öğrendi. Ardından tecavüze uğrayan kız da sapıkları teşhis edince bu alçak olay aydınlandı. Dikkatli bir polisin nasıl bir vahşeti ortaya çıkarıp çözebileceğine de en güzel örneklerden birisi oldu bu haber..

HERKES KONUŞSUN
Gazeteciliğin okulunda, gazeteci ustalarımız da bize, henüz yargı süreci bitmeden zanlıları suçlu ilan etmemeyi ve haberi bu yönde işlemeyi öğrettiler. Genelde mağdur olanlar kadın olduğu ve gazetelerin birinci sayfalarında kadın fotoğrafı daha fazla ilgi çektiği için de; mağdurun resmi hep daha büyük kullanıldı. Ama suçu işleyenler küçük fotoğraflarda kullanılırken, bir de gözlerine bant atılarak veya yüzleri mozaikle kapatıldı.
Biz Yeni Asır olarak bir süredir, mağdurun yüzünü vermektense, suçu işleyenlerin fotoğraflarını daha büyük kullanmayı tercih ediyoruz. Bugün itibariyle bunu dünya-aleme bir kez daha ilan ederken, "Teşhir ediyoruz" başlığıyla, bu iğrenç suçu işleyen tüm sapıkları bundan böyle yüzlerini kapatmadan teşhir edeceğimizi de bir kez daha haykırıyoruz. Elbette bunu yaparken suçluluğu ispatlanmış kişilerden yola çıkacağız ama artık mağdurun değil, sadece biz değil, tüm basın olarak suçlunun teşhir edildiği ve edileceği gazeteleri yaparsak; bu sapıklar üzerinde toplum baskısı artar ve yeni suçların işlenmesini önlemede olumlu bir katkımız olur.
Bu konuda sadece gazeteler, yayın yönetmenleri değil, meslek örgütleri, hukukçular, psikologlar ve hatta siyasetçiler olarak herkesin söyleyeceği bir fikri vardır diye düşünüyorum. Ne dersiniz?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.