Yıllarını siyaset izleyerek ve yorumlayarak geçirmiş bir gazeteci olarak derinliği, milliliği ve devlet yönetimi konularındaki güvenilirliği açısından yüzlerce siyasetçi arasında çok farklı bir konumu hakeden 3-5 siyasetçiden birisidir Deniz Baykal. Yeni dönem Meclis'inde "en yaşlı" üye sıfatıyla Geçici Meclis Başkanı olarak TBMM'yi yönetmeye hazırlanan Baykal'ın siyaseten önemi, dünkü sürpriz görüşme ile tekrar anlaşıldı.
Türk siyasi tarihimizin en alçak, en ahlaksız tuzağıyla Genel Başkanlıktan ayrılmak zorunda kalan ve ihanete uğrayan Deniz Bey'e onurunu maalesef ona çok şey borçlu olan partisi CHP değil, dün yaptığı davet ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan iade etmiştir. Adeta bir "akil adam" görevi gören Baykal, 2 saati aşan görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yeni dönemle ilgili görüşlerini paylaştı. Bunun yankılarını önümüzdeki günlerde göreceğiz ama ben herşeyden önce CHP için şu iç hesaplaşmanın yapılması gerektiğini hatırlatmak isterim. Deniz Baykal'ın dün yeniden siyaset sahnesine çıkmasının yarattığı güven ve olumlu hava, CHP'nin uzun süredir ihtiyacı olan moral ve motivasyon sebebi de olmadı mı sizce de? Genel Başkanı olduğu 19 yıl boyunca belki iktidar olabilecek oy alamadı ama bugünkünden daha düşük oy oranıyla da teslim etmedi partiyi. Ama bütün bunlardan da önemlisi; Genel Başkanı olduğu süre içinde Baykal'ın yalansız, itibarlı ve herşeyden önemlisi milli bir Lider olduğu konusunda hiç kimsenin şüphesi olmadı...
GAZETECİLİK VE SİYASET
Gazetecilik mesleği ekonomiden siyasete, sosyal yaşamdan spora yaşamın her alanının içinde olmayı gerektirir. Bu iç içeliğin boyutu da bir süre sonra meslek alanınızın tarafına doğru sizi ister istemez yöneltebilir. 25. Dönem parlamentosuna giren vekilleri incelediğimizde, 18 meslektaşımızı görünce bunu düşündüm. MHP dışındaki diğer 3 partide gazeteci meslektaşlarımız bundan sonra milletvekili olarak yerlerini aldılar. Aralarında Şamil Tayyar, Utku Çakırözer, Ayşe Keşir gibi yıllarca Ankara'da birlikte görev yaptığım arkadaşlarımın olduğu bütün meslektaşlarımı kutluyorum.
Tam da bu noktada konuyu kendimize getirmek istiyorum. Son 2 yıldır Turkuvaz Medya Ege Bölge Temsilciliği yapan gazeteci-yazar Hüseyin Kocabıyık da artık AK Parti İzmir milletvekili olarak aktif siyasetteki yerini aldı. Benim 20 yıllık dostum, arkadaşım, ağabeyim, yol arkadaşım Kocabıyık sadece gazeteci olarak değil, gerek akademisyen kimliği, gerekse yıllarca Başbakanlara ve üst düzey siyasetçilere yaptığı danışmanlık deneyimleriyle milletvekilliğini de, İzmir'in Ankara'daki temsilciliğini de layığıyla yapacaktır, hiç kuşkum yok.
Tam da bu noktada Yeni Asır'ın içinden çıkan 3. milletvekili olduğu geldi aklıma Kocabıyık'ın. Benal Nevzat İstar Arıman ve Mehmet Behzat Bilgin'den sonra 3. Yeni Asır yazarı ve mensubu İzmir'i Ankara'da temsil için yerini aldı.
Benal Hanım, kadına seçme ve seçilme hakkının verilmesinden 1 yıl sonra 1935'te ilk olarak girdiği Meclis'te tam 4 dönem (5,6,7 ve 8. Dönem) görev yaptı. İzmirli gazeteci ve şair Tevfik Nevzat Bey'in kızı olan Arıman'ın asıl mesleği Felsefe idi ama Yeni Asır'da konuk yazar olarak da yazılarıyla yer aldı. Kadınların siyaset yapamadığı dönemlerde Latin alfabesinin öğrenilmesi ve yaygınlaşması için girişimlerde öne çıkan Arıman'ın belediyecilik, sosyoloji ve edebiyat alanında da çalışmaları bulunuyor.
Yeni Asır'ın siyasetteki 2. Temsilcisi de eski Başyazarlarımızdan Mehmet Behzat Bilgin de 9 ve 10. Dönem parlamentosunda İzmir vekilliği yaptı. Atatürk Lisesi Fransızca öğretmenliği de yapan Bilgin, Menderes'in Başbakanlığı döneminde siyasette çok aktif idi.
Ve 25. Dönem Meclis'inin son Yeni Asır temsilcisi Hüseyin Kocabıyık da en az Benal Hanım ve Behzat bey kadar pırıltılı bir geçmişe sahip. Yeni dönemin en pırıltılı "Bilge Adam" larından biri olacağına hiç şüphem yok Hüseyin Kocabıyık'ın. Yolun açık olsun...