HÜKÜMET 12'YE ÇEYREK KALA BELLİ OLURSA...
İkincisi; azınlık hükümetine Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bütün partilerin Genel Başkanları da çok sıcak bakmadığına göre, koalisyon kurulması şart görünüyor. Ve sonuncusu; demokrasi uzlaşma kültürüdür. Ve, seçimden partilere çıkan en net mesaj; "Uzlaşın" mesajıdır. Ankara kulislerine bakıldığında hem iç hem dış sermayenin ve toplumun büyük bölümünün AK Parti ve CHP'nin kuracağı Büyük Koalisyon hükümetini ilk tercih olarak istediği anlaşılıyor. Hatta yine kulislere bakıldığında, iki parti arasındaki "görünmez temaslarda" bakanlık sayısı ve hatta hangi bakanlıkların hangi partiye gideceği bile neredeyse "tamam" gibi.
Gerçi her ne kadar "tamam gibi" desek de, siyasette bu sözün her zaman karşılığı olmadığı görüldü ve görülmeye devam edecektir. Ve son sözü, eski Cumhurbaşkanı Demirel'in çokça kullandığı birkaç siyaset cümlesiyle bitirelim ki; bugünün siyasetçilerine mesaj olarak gitsin...
Siyasette barışmasını bilmiyorsan küsmeyeceksin..
Gün doğmadan neler doğar..
Siyaset, 12'ye çeyrek kala belli olur...
Siyasette 24 saat çok uzundur..
HESAP VER AZİZ BAŞKAN
Millet seçimde ne dedi diye uğraşırken, İzmir'de son 13 gündür yaşanan felakete yeterince yer verememenin rahatsızlığını yaşıyoruz bir yandan. Gerçi, İzmir'de sadece Yeni Asır, en başından bu yana İzmirlinin çektiği "ulaşım rezaletini" verdi, vermeye de devam ediyor. Şimdi başta Aziz Kocaoğlu olmak üzere her kim sorumluysa, İzmirli'ye çektirdiği bu perişanlığın sorularını soralım bakalım...
Kentkart uygulamasının sona ereceği ve 1 Haziran 2015'ten itibaren artık yeni bir sisteme geçileceği; ihalenin yapıldığı ve bir başka firmanın kazandığı 13 Ocak 2015 tarihinde belli miydi arkadaş?
Peki; taaa 6 ay önce belli olan bu değişiklikle ilgili çıkabilecek her tür olumsuzluğa karşı sizin ESHOT ve Büyükşehir Belediyesi olarak bir de değil, birkaç alternatifli önlem almanız için yeterli vaktiniz yok muydu?
Vaktiniz vardı da, elinizden bir şey mi gelmiyordu?
Elinizden bir şey gelmiyor ise bunun sebebi yönetim beceriksizliğiniz mi, umursamazlığınız mıydı?
Sorumluluğu top gibi birbirinize atıp tutacağınıza, her gün toplu ulaşımı kullanan 1 milyon 700 bini aşkın İzmirliye bedel ödetmeye hakkınız var mı?
Peki; İzmirliye ödetilen perişanlık dışında; yine İzmirli''nin cebinden ödetilecek günlük 1 milyon TL'yi aşkın zarar ne olacak?
Millet uzaya giderken, İzmirliyi elektronik biletten abonman biletine mahkum eden bu ilkel zihniyetin hesabını kim verecek?
Ey Büyükşehir Belediyesi..
Ey tüm yetkililer..
Sesimiz geliyor mu?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.