• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
SEDA KAYA GÜLER

Ya evlenmeyin ya da sözleşme yapın!

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 24 Mart 2010, 16:48
Mehmet Ali Erbil örneğinde olduğu gibi, boşanma söz konusu olduğunda malların paylaşımı her zaman sorun olur.
Olayı izleyenler de ikiye ayrılır; kimi kadından yana olur, kimi erkekten yana. Her iki taraf da kendine göre haklıdır. Bu konunun niye tartışıldığını irdelemeye çalışalım.
Bir kere toplumun kadından beklentisi ev kadını olması, evde oturması, çocuklara bakması, kocasının işinde başarılı olmasını sağlamaya çalışması, ona destek olmasıdır.
Kadının para kazanması değil, erkeğin para kazanması, kadının da bu parayla evin geçimini sağlaması istenir. Bu durumda para kazanan erkektir ama kadın da onun para kazanmasına yardımcı olmuştur. Erkeğin başarısında kadının da katkısı vardır. Kadın olmasa erkek bu işleri ya ailesindeki diğer kadınlara ya da parayla tutacağı birine yaptıracaktır ya da kendisi yapacaktır. Hem işte hem evde çalışmaktan yorgun düşecektir. Bu yüzden belki işinde o kadar da başarılı olmayacaktır.

MALLAR ORTAK
Dolayısıyla kazanılan parada kadının da payı vardır. Dolayısıyla bankaya konulan veya alınan ev, arsa ve eşyalar ortaktır. Ortak olmalıdır. Yasa da bunu sağlıyor zaten ama evlendikten sonra, evlilik kurumu içinde edinilen malları. Erkeğin veya kadının evlenmeden önce sahip olduğu veya ailesinden kalanlar paylaşım dışıdır. Ama kişi hediye ederse, üstüne yaptırırsa o ayrı.
Bu yüzden Mehmet Ali Erbil'in evlendikten sonra edinilen malları paylaşmak istemesi normaldir.
Ancak erkek kamuoyunda çapkın bilinen bir erkektir. Daha önceki evliliklerinde veya ilişkilerinde vukuatı oldukça fazladır. Karısı da bunu biliyordu. Her ne kadar "Benim yüzümden ayrılmadılar" dese de ilişkileri, adam bir önceki karısıyla evliyken başlamıştı. Yeni bir durum değil, sürpriz değil, şaşırtıcı değil. Herkesin bildiği bir sonuç bu. Ha, bu doğru bir şey mi, yani koca haklı mı bu durumda? Elbetteki hayır. Ama kadın da bile bile evlenmiştir. Her ne kadar kadınların kendilerinin farklı olacağına, onların sevgilerinin ve aşklarının adama yeteceğine inançları büyük olsa da, sonuç büyük hayal kırıklığıdır genellikle.

AŞK YALAN!
Kimse değişmemektedir. Değişmek istememektedir. Kadın veya erkek de o kişiyi var olan özelliklerinden dolayı sevmiştir. Başka erkekler varken bu erkeği seçmek, ona aşık olmak da bir seçimdir ve insanlar seçimlerinin bedellerini öderler. Yani riskleri göze alarak girilmiştir bu ilişkiye. Dolayısıyla açıklamaları kimseye inandırıcı gelmemektedir.
Ayrıca adamın herkesçe bilinen bir özelliği daha vardır. O da bugüne kadar hiçbir karısını ve çocuğunu mağdur etmemiştir. Yani kadının "Ben kendimi değil çocuğumu düşünüyorum" demeci de inandırıcı değildir.
Yasa da zaten Tuğba Erbil gibi çalışabilen, para kazanabilen, haklarını bilen kadınlardan çok bunlardan yoksun kadınlar için vardır. Böyle bir kadının mağdur edebiyatı inandırıcı olmamaktadır.
Bu durumda yapılması gereken şey daha başta evlilik sözleşmesi yapmaktır. İnsan aşıkken bunlar konuşulur mu diyenler, aşk bittikten sonra yaptıklarına bakarlarsa bunun ne kadar önemli olduğu da ortadadır.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.