Giriş Tarihi: 11 Ocak 2012, 19:28
Anadolu'da kadınların şiirli tarihinden söz eden Gülsüm Cengiz'in yazdığı ve Evrensel Basım Yayın tarafından yayınlanan "Kadınlar İçin Söylenmiştir" kitabını karıştırmaya devam edelim.
Atasözleri, adı üstünde genellikle erkekler tarafından ve erkek bakış açısıyla üretilmiş sözler ve bu sözler arasında maalesef kadını aşağılayan, küçümseyen, cins ayrımcılığını körükleyen ve hatta insan haklarına aykırı olan sözler bulunuyor. "Adam sözünü adama eder", "Karı sözüne bakan adam değildir", "Avrat attır, gemini boş tutma" gibi... Bu bakış açısına kimi halk şiirlerinde de rastlanıyor. Bu şiirlerde sevilen, aşık olunan, uğruna gurbetlere çıkılan ve kalem kaşlı, inci dişli, ak elleri boğum boğum kınalı, selvi boylu, on üç, on dört ya da on beş yaşında olan genç kızlar ve kadınlar için yazılan güzelleme, aşk, özlem ve ayrılık şiirleri çoğunluğu oluşturuyor.
ÖZNE DEĞİL NESNE
Gülsüm Cengiz'in saptaması, bu şiirlerde kadınların, yalnızca sevilen karşı cins olarak yer alması. Yani bu örneklerde kadın genellikle özne değildir, üzerine şiir yazılan bir nesnedir. "Ağlar avradın kötüsü/ Dizini diker oturur/ İşinin kolayını bilmez/ Yüzünü yıkar oturur" gibi ya da "Bugün ben bir güzel gördüm/ Bakar cennet sarayından/ Kamaştı gözümün nuru/ Onun hüsnü cemalinden" gibi.
Halk şirinin yakın dönem örneklerinde kadınların yaşam ve çalışma koşullarını anlatan şiirler de var. Örneğin, "Yaz olanda yaylalarda/ Seyranım köylü kızları/ Hem çayırda hem tarlada/ Kotanım köylü kızları" ya da "Pamuk tarlasında çapa sallıyor/ Emsali cihana gelmemiş gelin/ Göz altından ev yolunu kolluyor/ Elinde kınası solmamış gelin" gibi...
KADIN ŞAİRLER
Divan şiirinde de sevilen, aşık olunan, hayran olunan kadınlara yazılan şiirler ağır basıyor. Halk şiirinde de divan şiirinde de az da olsa kadın ozanlara rastlanıyor. Bunlar kadın bakış açısına meydan okuyorlar bir bakıma. Mihri Hatun gibi mesela. Diyor ki şiirinde: "Kadınlara aklı eksik dediklerinden/ Her sözlerini özürlü saymak uygundur/ Ama Mihri duacınız bundan kuşkuludur/ Bu sözü der bilgisi tamlar, akıllılar/ Becerikli, yetenekli bir kadın daha iyidir/ Bin beceriksiz, yeteneksiz erkekten/ Bir kadın yeğlenir açık fikirliyse/ Anlayışı kıt bin erkeğe."
19. yüzyıl şiirinde kadınlara bakışta az da olsa değişimler göze çarpıyor. Tevfik Fikret, kız kardeşi için yazdığı şiirde kadının ezilmişliğine dikkat çeker: "Elbet alçalmak olmamalı payı kadınlığın/ Elbet melekliğin umudu olmamalı zulüm, kötülük/ Elbet düşkün olursa kadın, alçalır insanlık." Dönemin öteki şairleri de kadınlara sevgilinin ötesinde bir bakış sergilemişler. Kısacası kadınlara hep farklı gözle bakılmış, küçümsenmiş, güzel olduğu için sevilmiş, çirkin olduğu için yerilmiş, itaatkar olması istenmiş vs... Budur işte yüzyıllardır bu topraklarda kadınlara bakışımız.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.