Seda Kaya Güler

İstanbul'un tarihi surları

İstanbul'un surları acaba Doğu Roma İmparatorluğu zamanında yapıldığı için mi önemsemiyor, restore etmiyor, ilgilenmiyor ve tinercilerin, sapıkların, katillerin yaşadığı mekanlar olmasına ses çıkarmıyoruz?
Bütün dünya İstanbul'u merak ediyor, Ayasofyası'ndan Çemberlitaş'ına, saraylarından surlarına görmek için ilk fırsatta bu şehre geliyor, gördüğü güzellikleri herkesle paylaşmak için fotoğraf çekiyor, daha iyisini çekmek için çekinmeden yapıların olduğu yerlere gidiyor ve başına olmadık işler geliyor. Çünkü oralarda ne güvenlik var, ne bakım ne koruma.
Günlerdir ekranda izlediğimiz surların perişan hali İstanbul'un ayıbıdır. Nerede bu şehrin yetkilileri, yerel yöneticileri, koruyucuları? Yıllardır bu şehirde yaşamıyorlar mı? Yıllardır bu şehri yönetmiyorlar mı? Hiç mi geçmediler surlardan? Farkında değiller mi o bölgelerde bırakın kadınları, erkeklerin bile dolaşmaya çekindiğini? Görmedikleri gibi bölge halkının şikayetlerini de duymazlıktan gelmişler.
NEDEN YENİLENMİYOR?
İstanbul'un her yerine özellikle de Kadıköy'e veya Taksim'e cami yapılması gündeme gelir, İstanbul'un en güzel tepelerinden biri olan Çamlıca'ya cami yapmak içi harekete geçilir ama Milat'tan 638 sene evvel şehrin kurucusu Vizas tarafından yapılmaya başlanan Küçük Bizans Surları, ardından bütün imparatorların kendi dönemlerinde yapmayı sürdürdükleri surları korumak ve restore etmek gündeme gelmez.
Ne zaman ki Amerikalı bir turist ölür, surların hali sanki ilk kez görüyormuycasına hepimizin ilgi odağı haline gelir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Amerikalı kadın cinayetinin ardından gözlerin surlara çevrilmesi üzerine restorasyan ve düzenleme çalışmalarının devam ettiğini, 2013'ün sonuna kadar planı yapılmamış alan kalmayacağını söyledi.
Ama işte, bütün dünya Kültür ve Medeniyet Şehri İstanbul'un tarihi surlarının nasıl bir mezbeleye dönüştüğünü izledikten sonra...
VATANDAŞA ÖNEM
Bir konuyu daha gündeme getirdi Amerikalı Sarai Siera. İnsana verilen değeri. Bu ülkede her gün onlarca, yüzlerce çocuk, kadın, erkek kayboluyor. Her gün cinayetler işleniyor. Kiminin katili belli, yakalanıyor ama birkaç sene içinde dışarı çıkıyor. Kimilerinin katili ise ipuçları ortada olmasına rağmen önemsenmediği için ortada kalıyor. Kimi de kim vurduya gidiyor. Ne bir olay yeri inceleme, ne bir araştırma. Ama Amerikalı kadın için günlerdir olay yeri inceleniyor? Neden? Olayı duyar duymaz ülkemize gelen ve soruşturmaya dahil olan FBI nedeniyle mi? Çünkü biliyorsunuz ABD, vatandaşlarına dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar koruma güvencesi verir. Dirini ya da ölünü ailene teslim ederiz duygusunu aşılar. Her bir vatandaşının hesabını sorar, kökeni ne olursa olsun. Ya da biz kendi vatandaşımıza göstermediğimiz ilgiyi dünya kamuoyu izliyor diye yabancı birine mi gösteriyoruz? Bu ikinci olasılık bence daha vahim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.