Kötü bir kadın deyince aklımıza ne gelir? Hemen erkeklerle gezip tozan, cilveli, fettan bir kadın değil mi? İyilik ve kötülük anlayışımız hemen cinsellik konusuna indirgenir. Bu kadının insanlara, hayvanlara yardım etmesini, kimse hakkında kötü konuşmamasını, hainlik yapmamasını, dedikoduya karışmamasını önemsemeyiz. Fingirdiyorsa kötü kadındır. Bunun yanı sıra insanların aralarına fitne sokan, dedikodu yaparak ortalığı karıştıran, hayvanlara kötü davranan, kendi çocuklarına ve ailesine bile sevgisiz davranan bir kadını sırf namuslu olduğu için iyi saymaz mıyız?
Dizilerde de iyilerden çok kötülerin ne yapacaklarını merak etmez miyiz? O yüzden dizileri seyretmiyor muyuz? İyilikten söz eden bir dizi izlenmiyor mesela. Nerede kötülük, entrika, yalan, dolan varsa onu gün listesinin başına yerleştiriyoruz.
İÇ REHBERİN SESİ
Çünkü masum değiliz hiçbirimiz. "Eğer içindeki masumiyete dokunmak istiyorsan, bir çocuğun özelliklerine bak. Uyanıklık, merak, hayranlık duygusu, bu dünyada istendiğine dair bir güven, zamansızlığın o mükemmel huzurunda yaşama hissi. Tüm bebekler bunları hisseder" der yaşam gurusu Deepak Chopra.
"Büyücünün Yolu" adlı kitabında istediğimiz hayatı yaşamak için 20 ruhsal yoldan bahseder. Büyücüden kastettiği ise iç rehberimiz.
Bebek büyüdükçe gerçek masumiyetin aslında kaybolmadığını belirterek şunları söylüyor:
"Masumiyet, bozulmamış bir saflık ve tamlık durumunda bekler. Ama ortaya 'ego', yani 'ben' duygusu çıkar. 'Ben'in olması için 'sen' veya 'o'nun da olması gerekir. Egonun doğuşu, ikiliğin doğuşudur. Bu zıtlıkların ve zıtlaşmaların başlangıcıdır da. Aynı zamanda acıların dünyasına adım atış."
BENLİK SEVGİSİ
Bebeğin merakı onu kendi dışına çektiğinde ne görür? Önce annesinin yüzünü. Doğanın planında bebek, annesinin yüzünü otomatik olarak bir sevgi ve ilgi kaynağı olarak görecektir. Ancak o, bebeğin dışındaki bir kaynaktır. Her ne kadar anne ve sevgisi kusursuz bile olsa, bu 'Benlik' sevgisi değildir ve kusursuz sevgiyi ne kadar hasretle ararsanız arayın özlenen şey sadece kimse sahnede görünmeden önceki 'Benlik'tir.
Benlikle birlikte de masumiyetin yavaş yavaş yok olduğundan söz ediyor yaşam gurusu. "Bebek bile içine baktığında anılar girdabı ile karşılaşır. Deneyimler bir daha hiç paylaşılmayacak şekilde kişiselleşirler."
Her birimizin benlik hikayesi farklı. Anne karnında ve doğduktan sonra aldığımız kayıtlar da farklı. Sonrasında denetleyici ve sevgisiz egonun peşinde koşarak kendimizi ve çevremizi kirletiyoruz işte.