• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
SEDA KAYA GÜLER

Mor Gabriel Manastırı

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 01 Ekim 2013, 18:57
Mardin. Türkiye'nin en güzel şehirlerinden biri. Kimliği olan bir şehir. Mimarisi ile insanı adeta büyülüyor. Açık hava müzesi gibidir her taraf. Kente kimliğini veren de Ermeni ve Süryani mimarisinin izlerini taşıyan kesme taş işçiliği ile yapılan evler, İslam mimarisini yansıtan camiler ve medreseler. Tabii bir de dar sokaklar, geniş avlular ve yayla gibi teraslar...
Gecesi bir başka güzel gündüzü bir başka güzeldir Mardin'in. Tabii turistler için büyülü ve mistik bir şehir. İçlerinde yaşayanlar için de rüya gibi bir kent midir yoksa Tanrı'nın unuttuğu bir yer mi? Nasıl olduğunu orada yaşayanlara sormalı elbet. Özellikle de orada doğup büyüyenlere.
Yazar ve şair Murathan Mungan "Paranın Cinleri" adlı kitabında Mardin'i ve ailesinin yaşadıklarını anlatırken değinir orada yaşanan acılara. Mardin'deki yılların çok zor yıllar olduğunu söyler.
Hiç kolay olmamış Mardin'de Kürtlerin, Arapların, Süryanilerin yaşamları. Çok acılar çekilmiş, çok sürgünler ve göçler yaşanmış.

MOR GABRIEL MANASTIRI
Örneğin Süryaniler. O kadar azalmışlar ki neredeyse yoklar günümüzde. Telkari işçiliği de onlarla birlikte yok olmuş. Yaşam onlar için zorlaşınca başka ülkelere göç etmişler anavatanlarını bırakıp. Senede bir kez gelmeye gayret ediyorlar Mor Gabriel diye de bilinen Deyrulumul Manastırı'nı ziyaret etmek ve çocuklarının tatillerini burada geçirip dinlerini kültürlerini öğrenmelerini sağlamak için.
Nasıl güzel bir manastırdır Mor Gabriel. Öncelikle mimarisi, sonra manzarası ve atmosferi. İlk kez 80'li yıllarda ziyaret etmiştim Mor Gabriel Manastırı'nı. Anakültür Derneği'ninin düzenlediği bir 8 Mart Sevgi Şöleni'ni kutlamak için gittiğimiz Mardin-Midyat-Dargeçit ziyareti sırasında uğramıştık manastıra. Bir otobüs dolusu kadın büyülenmiştik adeta. Aramızda bulunan sanatçı dostumuz Şükriye Tutkun, buğulu sesiyle türküler söylemeye başlayınca, kendimizi başka bir boyutta gibi hissetmiştik.

2008'TE AÇILAN DAVA
Başbakanın açıkladığı demokrasi paketindeki önemli konulardan biri de vakıf arazisinin Süryanilere geri verilmesi oldu.
Mardin'in Midyat İlçesi'ne bağlı Güngören köyü sınırları içerisinde bulunuyor manastır. Burası Süryanilerin anayurdu olarak bilinen Turabdin platosu olarak da geçiyor. 2008 yılında manastırın, komşu köylerin sınırları içerisindeki 100 hektarlık ormanlık alanı işgal ettiği öne sürülerek dava açılmıştı. Yerel mahkeme, söz konusu arazilerin kilisenin malı olduğuna karar verince dava Yargıtay'a gitmiş. Yargıtay Genel Kurulu da yerel mahkemenin direnme kararını bozmuştu. Bu kararla birlikte manastırın Hazine'ye devri için süreç başlamıştı.
Aslında zaten Süryanilerin olan arazi ve manastır vakfa geri verilmiş oldu. Yani yanlıştan geri dönüldü.
Eğer yolunuz Mardin'e düşerse Midyat'a mutlaka uğrayın ve tabii Mor Gabriel Manastırı'na da...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.