Tarih boyunca hemen hemen tüm örgütlerin ortaklaşa paylaştıkları gerçek sorun emeğin sağlaması olmuştur. Üretimin üç temel faktöründen en önemlisi hiç kuşkusuz en zor kontrol edileni emek faktörüdür. Çağımıza adını veren bilginin kaynağı insandır.
İnsan kaynaklarının yarattığı bu belirsizlik ise örgütlerin başarısını büyük çapta etkilemektedir.
Dolayısıyla örgütler sürekli olarak insan kaynaklarının etkinliği ile ilgilenmek zorundadır. İnsan kaynakları yönetiminin temel işlev ve faaliyetleri ise şunlardır: İnsan kaynaklarını bulmak, seçmek, yerleştirmek ve ücretlendirmektir.
Başarı değerlendirmeleri yapmak, ödüllendirmek, geliştirmek, kariyerini planlamak faaliyetlerinde ve işçi kuruluşlarıyla ilişkileri yürütmek.
Bir işletmede hem maddi kaynaklar, hem de insan kaynakları mevcuttur. Maddi kaynaklar, insan kaynakları olmadan bir anlam ifade etmez. En son teknoloji üretim araçlarınız, teknolojiniz, büyük yatırım alanlarınız, geniş arazileriniz olabilir ama bunları yönetebilecek ve değerlendirebilecek insan kaynağınız olmadığı sürece bu değerler anlamsız kalacaktır.
İnsan kaynakları da bir takım yetkinliklere sahip olmalıdır.
Gerekli bilgi, beceri ve potansiyele sahip olan insanlar işletme için çok yararlı olacaktır.
Bu niteliklere sahip olan insanlara da yetkinliklerine göre ücret ödenmelidir. Çalışanın hem motivasyonu hem de işe bağlığı ve sürekliliği açısından çok önemlidir.
SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMAK
Gerek yönetim alanında gerekse de çevrede yaşanan değişme ve gelişmelerle birlikte rekabetin kırmızı renkle adlandırıldığı günümüzde örgüt yapıları ve iş yapma biçimleri de değişmiştir. Örgütlerin en önemli savaşlarından biri, varlığını korumak ve sürdürülebilir olmaktır. İnsanların iş ve özel yaşam arasındaki dengeleri iş yaşamı lehine değişmiştir.
Çünkü bireylerin uyum sorunları çözümlendiği oranda sosyal hayatlarında ve iş hayatlarında başarılı olabilecekleri bir gerçektir.
Dolayısıyla etkin insan kaynakları organizasyonlarında çalışanların uyumlarını kolaylaştıracak sosyal desteklerin önemi büyüktür. Diğer yandan günümüzde yaşanan hızlı gelişme ve hızlı bilgi artışı da uyum çabasının sürekliliğini gerektirmektedir.
Günümüz örgütleri için bu denli hayati öneme sahip insan kaynaklarının yönetimi de ayrı bir uzmanlık konusu olarak karşımıza çıkmaktadır. Örgütlerin yüksek performanslı hale dönüşmeleri, İşgücünün niteliğinin artması ile birlikte günümüzde insanın da çalıştığı örgütten ve yapmış olduğu işten beklentileri artarken iş de çalışandan daha fazla katkı bekler hale gelmiştir.
HER FONKSİYONU AYRI ÖNEMDE
Bu nedenle insan kaynakları yönetiminin her fonksiyonu işletmenin bütünselliği açısından değerlendirildiğinde ayrı bir öneme sahiptir ve mutlaka bilimsel ve akılcı temellerde inşa edilmeli ve uygulamalar da aynı hassaslıkla sürdürülmelidir.
İnsan Kaynakları Yönetiminin önemi gün geçtikçe artmaktadır.
Üniversitelerde İnsan Kaynakları Yönetimi Bölüm veya Programlarının açılması yanında, gittikçe artan bir şekilde insan kaynakları yönetiminin tüm fonksiyonları doktora, yüksek lisans tez çalışmalarında ele alınmakta, bildiri ve makalelere konu olmakta ve temel insan kaynakları yönetimi kitapları yayımlanmaktadır.
Son söz, "Bir kuruluşun sahip olduğu yeri doldurulamaz, tek sermaye insanların bilgi ve yeteneğidir" Andrew Carnegie.