Süper Lig ve Avrupa'da çıktığı son iki karşılaşmayı berabere bitiren Galatasaray'da gereksiz bir stres söz konusu. Ligin ilk haftalarında o kendine güvenen takım neden ortalarda yok anlamak mümkün değil. Aslında sıkışan oyunda gol bulamayınca tribünlerin de etkisiyle stres artıyor doğal olarak ama dünkü maçta gol de erken geldi, buna rağmen oyuncularda bir rahatlama olmadı. Bunda da tabii ki Avrupa Ligi'nde Kiev'e karşı 2 farklı öndeyken puan kaybedilmesinin etkisi var. Bu baskıyla birlikte oyuncular yüzde 100'ünü sahaya yansıtamıyor. Büyük maçlarda harikalar yaratan bu takım eğer böyle maçlarda bekleneni veremiyorsa bunda mental bir sıkıntı var demektir.
TEMPO ARTINCA SIKINTI YOK
Burada aslında Galatasaray'ın teknik heyetinin de devreye girmesi lazım. Bunca haftadır namağlup giden ve hem ligde hem de Avrupa'da iyi durumda olan bir takım var. Yunus, Barış Alper, Torreira gibi isimlerdeki performans düşüşüne el atmaları gerekiyor. Evet kanatlarda çok alternatif yok belki ama taktik kurgusunda orta alana Kaan hamlesini yapan Okan hoca bu bölgeye de bir el atmalıydı.
Yunus ve Barış'a hücum opsiyonlarında farklı görevler verebilirdi. İkinci yarıda Konyaspor skorun da etkisiyle oyunu hızlandırınca bu Galatasaray'a yaradı. Tempo arttıkça Galatasaray da pozisyonlara girdi. Ama gol bir türlü gelmeyince ibre tekrar tersine döndü. Her şeye rağmen 3 puan önemliydi.
HAKEMİN GÖREVİ BU DEĞİL
Maçın hakemi Halil Umut Meler'e de değinmek lazım. Maçın hakemi, oyunun akışını belirler ve asıl görevi topu daha çok oynatmasıdır. Ancak dün Halil Umut Meler sürekli oyunu basit düdüklerle kesti. Bu da yetmezmiş gibi her düdükten sonra oyuncularla çok uzun diyaloglara girdi. Bu da bence temponun çok fazla düşmesine neden oldu.
