İlk yarı bittiğinde maçla ilgili tüm sayılarda rakibini "sıfırda" tutmayı başarmış, tabelaya da "3-0" yazdırmıştı Fenerbahçe. İsmail Kartal "acayip işler" yapıyor. Tribünlere gelenlere maçı yaşayan, taraftara saygı duyan, taktiğe ve hedefe sadık olan bir takım sundu. Böylesine bir "hükmetme" başka türlü açıklanamaz.Başakşehir'in "yürüyecek hali" olmadığını Galatasaray maçında gördük. Çağdaş Atan 30'da oyuncu değiştirerek duruma farklılık getirmeye çalıştı. Ama ne oyunda denge bulabildi, ne de takımını maçı döndürecek kıvılcımı yakaladı. Becao-Djiku ikilisinin ördüğü duvar bir tarafa, Syzmanski isminde bir "piston" da vardı sahada. Attığı iki gol değil önemli olan, kontrada yakalanan defansına ciğerini patlatarak yardım etmesi. 13'te 13, ligde ise 6'da 6 yaptılar. Ama nasıl? MHK'nin hakemleri yine düdüklerini, bayraklarını veya mikrofonlarını ters çevirmişlerdi. TFF bu yönetimi ile Zorbay Küçük'ü FIFA listesine falan yazarsa, ülkemizin temsili konusunda ciddi sorunları da yaşarız. Djiku ve Syzmanski ile ilgili faul yorumları, kart kararları facia.
KART KARARLARI FACIA
Sanki "maçı döndüremedik, ilerdeki maçlara problem çıkaralım" demişler birileri, birilerine... Fenerbahçe kazandı diye sessiz kalacak ortalık. Ama bu hakem tavırları ve kararları oyuncuları törpüler, sahada tutuk hale getirir. Hafta hafta hastalık ortaya çıkar. Uzmanlardır bu konuda. Biz de çok yaşadık, gördük böyle periyotları. Önceki haftaların önemli oyuncusu Ferdi Kadıoğlu'nun, sağ bekteki tutukluğu maçın en dikkat çeken yönü. Sol bekte maçı yöneten oyuncu, sağ tarafa geçtiğinde "kurusıkı" haline gelmiş. Yorgunluğu dikkat çekici. Pas ve karar kalitesi de beklenenin altında. Yine de bir asist ile çıkardı sahadan. Bu da başka bir durum.