Her iki teknik direktörde, aldığı üzücü sonuçlardan dolayı, kuyruğu kıstırmış vaziyetteydiler, geçen hafta(!) Anam, anam, açıklamalarına bakılırsa, bahane üstüne bahane(!) Onca transferlere rağmen, elde ettikleri başarısızlıklara bir 'kulp!' bulmalarına, nasıl tav oluyorum, bir bilseniz...
'Yerli malı, Türk'ün malı. Herkes onu kullanmalı!' mantığını benimsedik çocukluğumuzdan beri ama, bir çoğunun cepleri, ilkelerinden önünde maalesef(!) Niye, böylesi ağır girdim konuya?
Yıllardır aynı tiyatroları izlemekten gına geldi ve de bıktım çünkü! Mesela Abdullah Avcı'nın, Lens ile başlamasını, asla almaz bu kalın kafam!
Beşiktaş Hoca'sın da, korku dağları sarmış, oyun stilinden belli! Kapandıkça kapandılar, kendi yarı alanlarına...
Fenerbahçe'nin ev sahibi olması nedeni de eklenince duruma, Rebecco'nun tartışılabilecek penaltı pozisyonu doğdu mecburiyetten!
Kruse ve gol...
Ardından, Ozan Tufan ikiledi ama, daha önce Diaby'e yapılan yüzde yüz bir faul var ortada... Gelelim, bunu avantaja bırakan Cüneyt Çakır beyefendiye...
Adamın, neredeyse üç kişiden bir dayak yemediği pozisyonu, hadi Avrupa maçlarında, hadi bir çalmasın bakalım(!) Yer mi, maçası? 'Korkak!' Abdullah Hoca'ya rağmen, bireysel çabalar ve Atiba'nın müthiş arzusu sonunda, ilk yarıyı biraz olsun umutlu kapattı Beşiktaş...
Hiç bir işe yaramayan 'Lens'i soyunma odasında bırakır artık!' diye düşünürken, Ljajiç'i tercih ederek, Diaby'i aldı kenara muhteşem hocamız(!) Bitmedi yanlışları...
Manevi evladının yerine, Rebecco'yu kenara alarak N'Koudu'yu almaz mı içeri?
Fener'in işi, daha kolaylaştı böylece... Muriç, eşeği gölgeye çekti, 'bilge(!)' hocanın sayesinde(!) Abdullah Avcı'nın maç sonrası demecini, çok önemli... Dün akşam, zavallı duruma düşürdüğü ve kabir azabı çektirdiği takımı için, ne bahaneler öne sürecek veya istifa mı edecek? Pek meraktayım...