Ülkece yaşadığımız deprem felaketinin ardından, tüm kulüplerimizin Trabzonspor önderliğinde gösterdiği dayanışma örneği hepimizi çok sevindirmişti. Fakat hepimizi derinden sarsan depremin yaşandığı 11 il dışındaki şehirlerimizde hayat normale dönmeye başlayıp ligler kaldığı yerden devam edince çok üzüldüm. Çünkü, sanki hiç bir şey yaşanmamış gibi kavga gürültü kaldığı yerden dozajı artarak devam etti. Her maç sonu yenilen taraf hakemi, diğer camiaları suçluyor. Bu duygularla izlemeye başladığım derbi futbol açısından keyif verdi. Özellikle Arda'nın ilk yarıdaki resitali adeta mest etti. Kazandırdığı penaltıdaki çalımları, attığı paslar enfesti. Bence Jesus artık onu kesemez. Kazanılan penaltıda takımını öne geçiren Valencia, iki tane yüzde yüzlük golü kaçırınca ilk yarı 1-0 bitti.
Suçlu şimdi kim?
İkinci yarıda tam Beşiktaş rakibi üzerinde baskı kurmaya başlarken, yine Arda'nın başlattığı pozisyonda Kanarya, bir penaltı daha kazanırken, Kartal 10 kişi kaldı. Ancak taraftarın sevgilisi Valencia, topu dışarı attı. Ardından ise rüzgar tamamen tersine döndü. Oyuna ikinci yarıda dahil olan Redmond bir anda Maradona'ya dönerek eksik Kartal'ın kanatlarını havayla doldurarak yeniden göklere çıkardı. Önce Cenk'e iki tane enfes asist yapan yıldız futbolcu, ardından bir de harika gol attı. Bu yetmez diyen Redmond, maç boyu etkisiz kalan Aboubakar'a da bir gol attırdı. İlk yarıda Arda'nın başlattığı resitali, ikinci yarıda Redmond tamamladı. Kanarya yarışta yara alırken, Kartal yeni bir heyecan kazandı. Şimdi yazımın başına gelecek olursak. Fenerbahçe, bu maçta acaba kimi suçlayacak? Hakem mi? Valencia mı? Yoksa değişikliklerde geç kalan kenar yönetimini mi? Acaba çuvaldızı kendilerine batırmayı es mi geçecekler yine?
