İzmir'de geçtiğimiz yıl 30 Ekim'de meydana gelen yıkıcı depremin ardından binaları ağır veya orta hasar gören binlerce vatandaş kentsel dönüşüm için harekete geçti. İzmir'in 17 aktif fay hattının üstünde kurulu olduğuna dikkat çeken müteahhitler, depremin yıkıcı etkisinden kurtulmanın yolunun kentsel dönüşümden geçtiğini vurguladı. İZTO Yönetim Kurulu Üyesi ve Müteahhitler Federasyonu (MÜFED) Başkanı İsmail Kahraman, deprem kuşağındaki ülkemizde ve İzmir'de kentsel dönüşüme tek kurtuluş olarak bakılması gerektiğini vurguladı.
Riskli yapı stoğunun ivedilikle düşürülmesi gerektiğini vurgulayan Kahraman, "İzmir deprem fay hatlarının üzerinde kurulan bir şehir. Tek şansı kentsel dönüşüm. Kentimizin yapı stoğunun büyük bölümünün dönüştürülmesi gerekiyor. Bu nedenle vatandaşlarımızın, yüklenicilerin kamunun tüm paydaşlarının bir tek vatandaşımızın ne canına ne malına zarar gelmemesi için kentsel dönüşüme odaklanması gerekiyor" dedi.
ADA BAZINDA OLMALI
2012 yılında yürürlüğe giren 6306 sayılı riskli alanların dönüşümü kanunu ile birlikte çok sayıda binanın yıkılarak yerine yenisinin yapıldığını ifade eden Kahraman, "Yani kentsel dönüşüm değil bina yenilemesi yapılmıştır. Yapmış olduğumuz girişimlerin ve önerilerin hayata geçmesi İzmir için hayati önem taşıyor. Yaşadığımız büyük depremden sonra bina yenileme projeleri biraz hız kazanmış ancak beklenen düzeye çıkamamıştır. Ada bazlı dönüşümlerde otopark, yeşil alan ve sosyal donatı gibi konular da çözüldüğü için kentsel dönüşümlerde emsal artırımı gerektiğini ifade etmiştik. Ada bazında yapılacak olan kentsel dönüşümde emsal artırımı verilmesi kararı, dönüşüme önemli bir katkı sağlayacaktır" diye konuştu.
KÖPRÜ GÖREVİ GÖRMELİ
MÜFED Genel Sekreteri ve İZTO Meclis üyesi Ferhat Özmen ise depremin kendini sık sık hatırlattığını ve çözümün kentsel dönüşümden geçtiğini söyledi. Deprem gerçeğine rağmen, dönüşümün bir türlü istenen seviyeye gelmediğini ifade eden Özmen, artan maliyetlerden ötürü müteahhitlerin teklif vermekte zorlandığını dile getirdi. Vatandaşın kentsel dönüşüm konusunda her şeyi devletten beklediğini kaydeden Özmen, "Belediyeler konut sahipleriyle müteahhitleri karşı karşıya bırakıyor. Müteahhitler her gün artan maliyetlerden dolayı vatandaşın hasarlı binasına teklif dahi veremiyor. Artık kanun ve yönetmelikler sık sık değişmemeli. Kırmızı çizgiler belirlenmeli. Depreme dayanaksız binaların envanterinin çıkarılması, dönüşüm için vatandaşın bilgilendirilmesi gerekir. Belediyelerin bu işi koordine etmesi ve köprü görevi üstlenmesi elzemdir. Hasarlı konut sahipleri kapı kapı müteahhit gezip en iyi teklifi almaya çalışıyor" ifadelerini kullandı.
Bina sahiplerinin öncelikle teknik şartname hazırlayarak proje ve maliyet hesaplarını oluşturması ve buna göre müteahhitlerden teklif alması gerektiğini vurgulayan Özmen, "Maliyetler her gün artarken gerçekçi maliyet analizi yapmak nerede ise imkansız hale geldi. Burada yapılması gereken doğru yönetim; maliyet artı müteahhit kazancı yöntemidir" diye konuştu.
UZLAŞI İÇİNDE ÇÖZÜLEBİLİR
MÜFED Yönetim Kurulu Üyesi ve Kentsel Dönüşüm Uzmanı Necmi Okumuş, kentsel dönüşüm süreçlerinin uzamasında mal sahipleri arasında yaşanan sorunların etkili olduğunu dile getirdi. Sorunların çözümü noktasında mal sahiplerinin uzlaşı içinde hareket etmesi gerektiğine dikkat çeken Okumuş "Kentsel dönüşümün önündeki engelin aslında müteahhitler olmadığı bilinmeli. Mal sahipleri, uzlaşma sağlayarak inşaatın yapılması için müteahhitlere ulaşmalılar. Her bir apartmanın sorunlarını kendi içerisinde çözerek apartmanlardan oluşturulacak büyük adalardaki inşaatlara ve hayal edilen kentsel dönüşüm alanlarına uzlaşmayla ulaşmak mümkündür" dedi.