Aliağa Cezaevi Vaizi Erkan Şenoğlu, namaz kılmanın Allah'ın verdiği nimetlere karşı şükür anlamına geldiğini söyledi. Namaz kılmanın ergenlik çağına giren her Müslümana farz kılınmasının birçok Kur'an ayeti ve hadis-i şerifle sabit olduğunu belirten Erkan Şenoğlu, şunları anlattı: Çağlar ne kadar geçse de, modern zamanlarda da yaşasak, kalabalıklar içerisinde, kendini amaçsız ve yalnız hisseden insan, namazla yalnızlık hissinden kurtulmakta, namazla nefes almaktadır.
İnsandaki Allah'a (C.C) bağlanma ve ibadet etme hissi azalmamakta, tam tersine daha çok kendini hissettirmektedir.
Namaz, Allah'ın verdiği bütün nimetlere karşılık olmak üzere Rabbimize boyun eğme, Yüce yaratıcının huzurunda benliğini silme, sonra da Cenabı Hakk'a yönelmeye engel her türlü endişe ve kuşkudan sıyrılmadır.
HUZUR VE SEKİNET
Kulun, O'nun huzurunda kıyamda durup; huzur ve sekinete ermesidir.
Namaz, kulun Yüce yaratıcısıyla özel bir konuşmasıdır. Namazın bilincinde olan bir kul, dünya meşguliyetleri ve koşuşturmaları içinde, Allah'ın huzurundayken bütün yüklerinden, kaygılarından, sıkıntılarından kurtulduğunu, üzerinden attığını hisseder.
Kişi, namazını eda edince, Allah'a olan şükür borcunu ifa etmenin hazzını ve mutluluğunu derinden hisseder. Aişe validemiz (r.ah), Resulullah (S.A.V), geceleri mübarek ayakları şişinceye kadar nafile ibadet ederdi. Ben kendisine, "Ey Allah'ın Rasulü!
Geçmiş ve gelecekte işlenmesi muhtemel bulunan günahlarını Allah Teala bağışladığı halde, niçin bu kadar yoruluyorsunuz? dedim." Peygamberimiz (S.A.V), "Ey Aişe! Ben, Allah'a şükreden bir kul olmayayım mı? buyurdu." (Buhari, Teheccüt, 6.).
İKRAM VE İHSANLAR
Niçin namaz kılmamız gerekir? Bizi yoktan var eden ve İbrahim Suresi 34. ayette ifade edildiği üzere, sayılamayacak kadar çok nimetini bizlere ikram ve ihsan eden, Rabbimiz, yine başka bir ayette bizlere olan nimetini hatırlatarak şöyle buyuruyor:
"Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet edin. Umulur ki böylece korunmuş olursunuz.
O Rab ki, yeri sizin için bir döşek, göğü de bir tavan yaptı. Gökten su indirerek onunla size besin olsun diye (yerden) çeşitli ürünler çıkardı.
Artık bunu bile bile Allah'a ortak koşmayın." (Bakara,2/21-22).
Başka bir ayette Rabbimiz, "(O öyle lütufkar) Allah'tır ki, gökleri ve yeri yarattı, gökten suyu indirip onunla rızık olarak size türlü meyveler çıkardı; izniyle denizde yüzüp gitmeleri için gemileri emrinize verdi; nehirleri de sizin (yararlanmanız) için akıttı. Düzenli seyreden güneşi ve ayı size faydalı kıldı; geceyi ve gündüzü de istifadenize verdi." (İbrahim, 14/32-34) buyurmuştur.
SECDE ET VE YAKINLAŞ
Namaz; namaz bilincine sahip, olgun mümine göre zorla, istemeyerek yerine getirilen bir ibadet değil, tam tersine aşkla, özlemle, büyük bir şevkle yerine getirilen bir görevdir. Sevgili Peygamberimiz (S.A.V), namazın bizleri manevi kirlerimizden arındırdığını ifade etmekte ve şöyle buyurmaktadır: "Sizden birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve bu nehirde günde beş defa yıkansa, acaba üzerinde hiç kirden, pastan bir şey kalır mı? diye sorunca, Sahabe efendilerimiz:
"Hayır, kirden bir şey kalmaz" dediler. Peygamberimiz (S.A.V): İşte bu, beş vakit namazın misali böyledir. Allah onlar sayesinde bütün hataları siler." ( Buhari, Mevakit, 6 ; Müslim, Mesacid, 282, (668).
Namaz aynı zamanda Allah'a (C.C.) yakınlaşma vesilesi olmuştur.
Çünkü , Cenab-ı Hak ayet-i kerimede: "Secde et ve yakınlaş" (Alak, 96/19) buyurmuştur.