• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
İzmir’in yerel tarih ateşi sönüyor mu? YUNUS KARAKAYA

İzmir’in yerel tarih ateşi sönüyor mu?

yunus.karakaya@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 14 Mayıs 2016, 19:54

Kısa adı APİKAM olan Ahmet Kent Arşivi'nde yaşanan olaylarla ilgili bir mail geldi. Önce bu maildeki iddiaları sizlerle paylaşayım.
Oktay Gökdemir görevinden ayrıldıktan sonra yerine müdür olarak atanan Ayşe Üngör adeta personel kıyımına gitti (Kritik noktalardaki bazı isimler, farklı birimlerde görevlendirildi).
Ayşe Hanım'ın göreve gelmesiyle çoğunluğu İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmet Piriştina Kent Arşivi'nin kuruluşunda görev almış 6 arkadaşımız hiçbir gerekçe gösterilmeden başka birimlere gönderildi (Bilgi verilmeden gerekçe gösterilmeden sürüldü). Bu arkadaşlarımızın yerine yeteneklerine bakılmadan, kent tarihi konusunda hiçbir bilgisi birikimi olmayan kişiler getirildi.
Son olarak Türkiye'de örnekleri sadece Başbakanlık Osmanlı Arşivi ile TBMM'de olan 'Hybrid Kamera', İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi'ndeki tarihi belgeleri 2 saniye içinde zarar vermeden tarayarak bilgisayara aktarma sisteminin uygulayacası olan ve arşiv sorumlusu, ayrıca müzenin kurulduğu ilk günden bu yana özveriyle çalışan Şahin Sonyıldırım'ı Tilkilik'te masası sandalyesi olmayan bir yere gönderdi.
Yine İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmet Piriştina Kent Arşivi'nin tek kütüphanecisi olan Yeliz Çam Tatlıbadem de başka bir birime gönderildi.
Yani İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmet Piriştina Kent Arşivi'ndeki kütüphane, işinin ehli kişiden alınmış oldu.
Yine bu isimlerle birlikte devlet memuru olan Ayşe Kıraytun da farklı bir birime gönderildi.
Bu konuda ortalıkta çok sayıda iddialar dolaşmaktadır.
Bunların en dikkat çekeni de Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müze Eski Müdürü Oktay Gökdemir'e yakın olanların tasfiye edildiği iddiasıdır.

GÖKDEMİR'İN TEPKİSİ

Yaşanan bu gelişmelerin ardından Oktay Gökdemir, Facebook sayfasından konuyla ilgili tepkisini dile getirdi:
Bir süredir yazmak istiyordum.
Ama belki bir gün düzelir diye hep bekledim boşuna.
Tam 8 yıl görev yaptığım, oradaki ekip arkadaşlarımla, genç araştırma görevlisi arkadaşlarla omuz omuza vererek, Selma Nalbantoğlu gibi, Murat Özel gibi çok değerli daire başkanlarıyla uyum içerisinde çalışarak İzmir'in tarihsel ve kültürel birikimine çok değerli katkılar yaptığımız APİKAM, Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi'nden bahsediyorum.
İnanın çok üzülüyorum.
İnsanın evladını kaybetmesi gibi bir şey bu.
2013'te ben oradan ayrıldıktan sonra bir yerel tarih ve kültür araştırma merkezi değil de sanki İZSU'nun abone şefliği gibi yönetilir hale getirildi.
Hepsi alanında uzman çok sayıda araştırma görevlisi arkadaş, görevlerinden uzaklaştırılarak başka kurumlara gönderildiler.
İşin en tuhaf tarafı da o arşivin bahçesi-restoranı bir bütündü.
İzmir yemek ve mutfak kültürünün en müstesna örnekleri sunuluyordu orada.
Arşivin bahçesi ve restoranı İzmirliler için Çankaya'da en önemli buluşma mekanı idi.
Ne yapmışlar şimdi biliyor musunuz o restoranı? İtfaiye yatakhanesi.
24 saat yaşayan, canlı bir yer ruhsuz, silik bir yer olmuş çıkmış.
APİKAM, Türkiye'de yerel yönetimlerin ilk gerçekleştiği kent arşivi ve müzesi örneği idi.
Ama hırs, "Her şeye ben hakim olacağım, akademisyenler de kimmiş? Ne anlarlar tarihten?" egoizmi koca bir kurumu bakın ne hale getiriyor...
O kurumu bir akademisyen tarihçinin yönetmesi gerekir.
Ama ne yaptılar biliyor musunuz?
Bir belediye memurunu, bu işlerle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir memuru getirip kent arşivi ve müzesi müdürü yaptılar, yazık, hem de çok yazık. Egonun sonu yok, olan kente oluyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.