İzmir'de artan bakır kablo hırsızlıkları hem Türk Telekom'u hem de vatandaşı zor durumda bırakıyor.
Türk Telekom'un yer altı ve havai hatlarında meydana gelen kablo hırsızlık olayları bireylerin ve kurumların iletişim özgürlüklerini kısıtlamakla kalmıyor, aynı zamanda ülke ekonomisine de milyonlarca liralık zarar veriyor. Hırsızlık şebekeleri Türk Telekom'a ait sadece kırsal alandaki kabloları değil şehir merkezindeki kabloları da çalmak veya tahrip etmek yoluyla iletişimi kesintiye uğratıyor.
Yüzbinlerce liralık bakır kablolar çalınarak içerisindeki bakır, plastik koruyucunun eritilmesi veya sıyrılması yöntemiyle ortaya çıkarılmakta ve hurdacılara satılmaktadır. Milli ekonomiye verdikleri büyük zarara karşın, küçük çaplı hurda geliri elde ediyorlar.
Bu hasarların giderilmesi için Türk Telekom çok ciddi oranlarda maliyet ve iş gücü harcamakta, vatandaşlarımızın ise iletişimi kesilerek mağduriyet yaşamaktadır.
Özellikle mağduriyet yaşayan mahalle muhtarları yaşanan hırsızlık olayını müteakip Türk Telekom'ca hasarın giderildiğini ancak aynı yerde defalarca hırsızlık olayı yaşandığına şahit olduklarını söyledi. Özellikle Konak bölgesinde meydana gelen hırsızlıklar dikkat çekici.
Güvenlik güçleri tarafından gerek şehir merkezinde gerekse ilçe merkezi ve kırsalda birçok hırsızlık failinin yakalandığını ve önemli cezalar aldıklarını biliyoruz ama sanırım bu cezalar yetersiz kalıyor.
Yaşanan bu hırsızlık olayları vatandaşlarımız için sıkıntı yaratmanın yanında iletişimde de ne yazık ki aksaklıklara sebep oluyor. Türk Telekom tarafından iletişimin sürekliliğini sağlamak adına her türlü tedbirler alarak ve kolluk kuvvetlerimizce de bu tür olayların üzerine titizlikle gittiğini biliyorum. Ancak bu konuda tüm vatandaşlarımızın gerekli hassasiyeti göstermesi ve şüpheli durumlarda güvenlik güçlerine bilgi vermeleri büyük önem taşımaktadır.
GENÇLERE DESTEK VERELİM
Size bugün genç bir arkadaşımdan bahsedeceğim. Adı Nail Özkan.
Kendisi Bağarası Gençlik ve Dayanışma Derneği Başkanı. Genç yaşta yaşadığı bölgenin tanıtımı için gecesini gündüzüne katan bir isim.
Nail kardeşimi kendi sözleriyle sizlere anlatayım isterseniz.
"Bağarası Gençlik ve Dayanışma Derneği ile kafamda projelendirdiğim etkinlikleri gerçeğe dönüştürme olanağı buldum. Bu sürede hep planlı hareket etmeye özen gösterdim.
Bağarası'nda yaşayan halkın sorunlarını dile getirmeye çalıştık.
Bazı insanlara göre hayalperest olarak görülsem de bu şekilde çalışmaya devam edeceğim.
Aktif oluşumu, yaptığımız etkinliklerdeki başarımızı hep daha iyisini yapma isteğinin içime doğmasına borçluyum.
Yolum, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yoludur. Yoluma Atatürk'ün 'Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Sözünden ilham alarak devam etmekteyim. Her zaman yanımda olan ve desteklerini hiç esirgemeyen, derneğimiz başkan yardımcısı Tolga Çetin başta olmak üzere yönetim kurulu üyesi arkadaşlarım Ali Deveci, Raziye Meriç, Burak Tan, Ufuk Deveci, Funda Genç ve tüm dernek üyelerimize, bağarası halkına, aileme sonsuz teşekkürlerimi sunarım."