Siyasette 24 saatin bile çok uzun bir zaman dilimi olduğunu söyleyen Süleyman Demirel haklıymış...
Son 24 saatte neler neler oldu Türkiye'de...
Ancak hepsi dünde kaldı...
Ankara'da ortalık toz-duman gibi görünse de her şey kontrol altında...
Siyasi kriz, AK Parti'de bölünme, çatlama, patlama bekleyenler Ahmet Davutoğlu'nun MYK sonrası yaptığı açıklamalarla bir kez daha sükut-u hayale uğradı.
Şimdi gözler 22 Mayıs'ta toplanacak kongrede...
AK Parti, o kongrede sadece yeni genel başkanını değil, Türkiye'nin yeni Başbakanını da seçecek...
Ve o başbakanın bir İzmir Milletvekili olma ihtimali son derece yüksek...
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın adı kulislerde en güçlü genel başkan ve başbakan adayı olarak geçiyor...
Cumhuriyet tarihinin açık ara en başarılı Ulaştırma Bakanı olan Yıldırım'ı uzun uzun anlatmaya gerek yok...
Türkiye'nin ulaşım altyapısını yenileyen, hava yolunu halkın yolu haline getiren, hızlı trenler ve bölünmüş yolları, Marmaray'ı, dijital devrimi hayata geçiren bir proje adamı o...
Sadece başarılı bir teknokrat değil, halka dokunmayı bilen iyi de bir siyasetçi...
Kısacası başbakanlık için biçilmiş kaftan Yıldırım...
22 Mayıs'ta beklendiği üzere genel başkan seçilirse, İzmir'in çıkardığı üçüncü başbakan olacak.
Önceki ikisi 11 Kasım 1938- 25 Ocak 1939 tarihleri arasında görev yapan 10'uncu Cumhuriyet Hükümetinin başbakanı Celal Bayar ve iki ayrı hükümette 4 yıl başbakanlık yapan Şükrü Saraçoğlu'ydu...
Başbakanlık koltuğunda oturan son İzmirli Saraçoğlu'nun görevi bıraktığı tarih 7 Ağustos 1946...
Hakkında yazılmış "Efe Başbakan" adlı bir kitap da bulunan Şükrü Saraçoğlu'ndan tam 70 yıl sonra bir İzmir milletvekilinin adı başbakanlık için geçiyor...
İzmir, Türk siyasetine ikinci bir 'Efe Başbakan' armağan etmeye çok yakın.
Haydi hayırlısı...
Kriz değil sistem değişikliği
Eski Türkiye'de kimin Cumhurbaşkanı olacağına Başbakanlar karar veriyordu...
Turgut Özal ve Süleyman Demirel kendilerini, Bülent Ecevit ise Ahmet Necdet Sezer'i Cumhurbaşkanı yaptı...
2007'de dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tercihi Abdullah Gül oldu.
Birileri ısrarla kabul etmek istemese de Türkiye'de sistem Cumhurbaşkanını seçme yetkisinin halka devredildiği 2007 yılında değişti.
Artık Cumhurbaşkanları, Başbakanların kim olacağına karar veriyor...
Yani ortada kriz falan yok...
Sadece iş resmiyete dökülmediği için eski Türkiye'nin alışkanlıkları ile birileri kriz çığırtkanlığı yapıyor...
Meselenin özeti budur...