2017 zor bir yıl olacak
Son yazılarımızda 2016 yılında yaşanan küresel ve ulusal olumsuzluklara değinmiş, Türk ekonomisinin iç ve dış etkenler nedeniyle olağan akışını sürdüremediğine dikkat çekmiştik.
Gerçekten de 2016 yılında zorlu Ortadoğu koşulları, Rusya ile yaşanan kriz, 15 Temmuz darbe girişimi ve ardından devlet ve ülkenin bekası için uygulanmak durumunda kalınan 'Olağanüstü Hal' kaçınılmaz olarak ekonomimizi olumsuz etkilemiştir.
Bu etkenlerin yeni yıla da sarkması, 2017'de de önemli yansımalarının görülmesi kaçınılmaz olacaktır.
EKONOMİK GELİŞMELER
Kanaatimizce 2017 yılında tüm ülkeleri oldukça farklı bir küresel siyasi ve ekonomik bir iklim beklemektedir.
ABD'den yayılacak olası bir Trump etkisi,
AB'den yeni ayrılmaların gündeme gelebilecek olması,
Çok sayıda ülkede serbest dış ticaret yerine korumacılığın ve ithal ikameci büyümenin ön plana geçme ihtimali,
Düne kadar ucuz işgücü nedeniyle Uzakdoğu ülkelerinde yapılan üretimlerin, bu ülkelerin teknolojiyi kavrayarak batıya karşı rekabetçi tavır takınmaları nedeniyle yeniden Batıya kaydırılması çabaları,
Bu çabalarının Çin, Hindistan ve Uzakdoğu ekonomisine etkileri,
Suriye ve Irak'taki savaşın akıbeti,
Özellikle gelişmekte olan ülkelerden sıcak para çıkışlarının gelişen pazarlarda yaratacağı kur ve faiz artışları,
ABD Merkez Bankası'nın (FED) faiz yükseltme kararları dünyadaki ekonomik iklimin başlıca belirleyenleri olacaktır.
İSTİKRAR ARAYIŞI
Türk ekonomisinin durumunu ise, küresel etkilerin yanısıra, içeride uygulanacak para ve maliye politikaları belirleyecektir. Bu politikalar iç talepte yaşanacak gelişmeleri, kurların ve faizlerin istikrarını şekillendirecektir.
2017 yılında devletin genişletici maliye politikaları uygulaması, Merkez Bankası'nın enflasyona odaklı para politikasına yönelmesi tahmin edilmektedir. Sermaye hareketlerinin yönü hakkında ise, en azından yılın ilk çeyreğinde, öngörü yapmak çok zor olacaktır.
Olası bir Anayasa referandumunu da eklediğimizde 2017 yılının ilk yarısının ekonomide istikrar arayışı ile geçeceğini söylemek yanlış olmayacaktır.
HEDEFLER
Böylesi ekonomik ortamın beklendiği bir yılda, ekonominin büyüme hızının Orta Vadeli Programda öngörülen yüzde 4,4'ü yakalaması, istihdamın 732 bin kişi artması, tasarruf oranının yüzde 1,1 oranında artarak yüzde 14,6'ya ulaşması, enflasyonun yüzde 6,5'e gerilemesi oldukça güç görünmektedir.
Temennimiz yılın ikinci yarısında yakalanacak yüksek oranlı büyüme ile birlikte bu hedeflere yaklaşılmasıdır.
2017 yılına üyelerimiz açısından bakıldığında ise, 2016'dan daha iyi koşulların beklediğini söylemek olası görünmemektedir.
Bu açıdan esnaf sanatkarlara yakın geçmişte hassasiyetle yaklaşan ve önemli destekleri hayata geçiren hükümetimizin, yeni yılda da üyelerimizin sorunlarına karşı aynı duyarlılığı sürdürmelerini ümit etmekteyiz.
Esnaf sanatkarların sorunları bellidir. Hükümetin geçen yılda pek çok sıkıntımızı gidermesi, mevcut sorunların da en kısa sürede ülke yöneticileri tarafından çözüme kavuşturulması yönünde bizleri umutlandırmaktadır.
Ayrıca mevcut ekonomik koşullarda esnaf sanatkarlarımızın çok dikkatli olması, kısa vadeli stratejilerini yavaş büyüme konjonktürüyle uyumlu, uzun vadeli vizyonlarını ise yenilikçi ve rekabetçi kimlik kazanmaya yönelik şekilde çizmeleri uygun olacaktır.
Ayrıca dövizdeki dalgalanmalar durulmadıkça üyelerimizin döviz bazında borçlanmamaları veya kredi kullanmamaları yerinde olacaktır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.