Son yazılarımızda dile getirdiğimiz düşüncelerimiz, referandum sürecinin ardından ekonomiye odaklanılması gerektiği yönündeydi. Gerçekten de yaşanan uzun süreli siyasal sürecin ardından ihmal edilmeye tahammülü olmayan ekonomik sorunların vakit geçirilmeden masaya yatırılması Türkiye'nin önceliğidir. Zira tüm toplum kesimlerini ilgilendiren yetersiz büyüme, yüksek oranlı işsizlik ve enflasyon gibi acil çözüm bekleyen sorunlar ile karşı karşıya bulunmaktayız.
Bununla birlikte finansal göstergelerde ve konut satışlarında yaşanan gelişmeler umut verici.
Nitekim BİST (Borsa İstanbul) endeksinde tüm zamanların rekoru kırılmış, konuş satışı 129 bine ulaşarak tüm Mart aylarının rekorunu kırmıştır. Öte yandan üretici ve tüketici güven endeksleri de yükselerek piyasalara moral aşılamıştır.
Türkiye İstatistik Kurumu ile Merkez Bankası'nın yayımladığı güven endeksleri, üretici (reel sektör) ile tüketici güveninin arttığına işaret etmektedir. Buna göre ekonomiye güven Nisan ayında hizmetlerde yüzde 3, perakende ticarette yüzde 4 oranlarında artmıştır.
REEL SEKTÖRÜN GÜVENİ
Güven endeksleri 0-200 aralığında sektördeki veya beklentilerdeki değişimi göstermektedir.
Güven endeksinin 100'den büyük olması sektörün mevcut ve gelecek dönemine ilişkin iyimserliği simgelemektedir. Aynı şekilde endeksin 100'den küçük olması da kötümserliği, karamsarlığı işaret etmektedir.
Reel kesim güven endeksinin Ocak 2017'de yüzde 97 iken, Nisan 2017'de 111.2 olarak gerçekleştiği görülmektedir. Böylece 2016 Nisan ayında gerçekleşen 110.5 çıtası da aşılmıştır. Reel sektörün yani üreten kesimin güveni önemlidir. Çünkü reel sektörün güveninin artması, üretimin, yatırımın ve istihdamın artmasının da önünü açmaktadır.
Ekonomide canlılığın göstergesi sayılan Kapasite Kullanım Oranı da son 8 yılın zirvesine çıkmıştır.
Geçen yılın Nisan ayında yüzde 77 olan kapasite kullanım oranı, 2017 Nisan ayında yüzde 78.4 olarak gerçekleşmiştir.
Ancak kapasite kullanım oranının geldiği düzeyin yeni yatırım ihtiyacını ortaya koyduğu da göz ardı edilmemelidir.
TÜKETİCİ AÇISINDAN
Tüketici güveninin artması da iç talebi harekete geçiren bir etkendir. Yılbaşında 66.9, Mart 2017 tarihinde 67.8 olan oran Nisan ayında yüzde 71.3'e yükselmiştir. Geçen yılın Nisan ayında bu oranın yüzde 68.5 olduğu göz önüne alındığında tüketici güven oranlarının artarak yükselmesi ekonominin gidişatı açısından sevindirici olmaktadır.
Netice itibarıyla üreticilerin ve tüketicilerin güven endekslerinin yükselmesi, Türk ekonomisi için, en azından psikolojik boyutta, algılarda bir iyileşmeye işaret etmektedir.
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği daha önce pek çok platformda tüketim değil üretim ve ihracata dayalı büyümenin önemine değinmiş, sürdürülebilir bir kalkınma modelinin ancak yükselen üretim, yatırım ve istihdam oranları sayesinde sağlanabileceğine dikkat çekmiştir.
Dolayısıyla beklentilerde yaşanan iyileşme devletin yeni bir atılım hamlesine başlaması için ön koşulların oluştuğuna işaret etmektedir.
Öte yandan iç talebin canlanması olasılığının arttığını da ifade eden bu oranlar, esnaf sanatkarlarımızın iş hacimlerini geliştirebilmeleri açısından da kesimimizi ümitlendirmektedir.
Doğrudan halka mal ve hizmet sunan üyelerimiz, iç talebin canlanması ile birlikte ticari potansiyellerini artırabilecek, refah seviyelerini yükseltebilecek ve işlerini geliştirebilmeleri, yeni yatırımlara yönelebilmeleri için fırsatlar yakalayabileceklerdir.
Böylece Türkiye'nin bu beklenti baharını hasat mevsimine dönüştürmesinde esnaflarımızın da katkısı olacaktır.