31 Mart'ta yapılacak yerel seçimler yaklaşırken, belediye başkan adaylarının çalışmaları da yoğunlaşmaya başlamıştır. Kuşkusuz toplumsal yaşamda önemli yeri olan esnaf sanatkar camiası da, yapılan seçim çalışmalarının ihmal edilemeyecek bir parçasını oluşturacaktır. Sosyal yaşamda önemli işlevler üstlenen esnaf sanatkarlarımız, ulusun birliğine destek veren, ekonomik hayata katma değer sağlayan, sayısal çoğunluğu ile topluma yön veren bir kesimdir. Halkın çoğunluğunu ve toplumun vazgeçilmez kesimini oluşturan üyelerimizin sorunlarının giderilmesi, toplumsal refah ve huzur açısından önemlidir.
Esnaf sanatkar kesimi vefalı bir camiadır. Bugüne kadar sıkıntılarının giderilmesi için çalışan, taleplerini dikkate alan, kendilerine samimiyetle yaklaşan yöneticileri unutmadıkları gibi, sorunlarına duyarsız kalan idarecilere de demokratik haklarını kullanarak en güzel cevabı vermişlerdir. Bu düşüncelerle, esnaf teşkilatının yerel yönetimlerden olan sorun ve beklentileri ile Birliğimiz tarafından geliştirilen çözüm önerilerine değinmek, böylece yerel yönetimlere aday olan değerli arkadaşlarımızın çalışmalarına ışık tutmak istiyorum.
SORUNLAR/ÖNERİLER
Yerel yönetimler lokanta, büfe, fırın hatta market bile işletmektedir. Bu çalışmalar vatandaşa hizmet için başlatılsa bile; durum belediyelerin ticaret yapması noktasına gelmiştir.
Bu ticaret faaliyetlerinde ise kira ödenmemekte, belediye personeli, araç gereci kullanılmaktadır.
Kar etme zorunluluğu bulunmayan bu işletmeler, piyasa dengelerini bozmakta, üyelerimizle haksız rekabete girmektedirler.
Belediyeler bu türden yatırımları durdurmalı, mevcutları da esnaf sanatkarlarla entegre hale getirmelidir. Üyelerimizde geçerli olacak ve aradaki indirimin belediye tarafından finanse edileceği projelerle hem vatandaşlara destek olmak hem de üyelerimizi korumak mümkün olabilecektir. Örneğin ekmek üretmek yerine fırıncıdan satın alınan ekmeğin ücretsiz dağıtılması, öğrencilere yapılan kırtasiye, kıyafet, ayakkabı gibi yardımlarının ilgili odalar aracılığıyla esnaftan temin edilmesi gibi. Kurulmuş bulunan tesislerin üyelerimize devredilmesi de bir başka önerimizdir.
Şehir merkezlerinde kurulan, trafik kaosuna ve kuralsızca çalıştığı için haksız rekabete neden olan AVM'ler sadece üyelerimizin değil, tüm kesimlerin şehir yaşam kültürünü olumsuz etkilemektedir.
AVM'lerin yerleri ve açılış izinleri konusunda yerel yönetimler çok dikkatli davranmalı, alınacak tedbirlerle bu işletmelerin çalışma gün ve saatleri düzenlenmelidir. AVM ve uzantılarının açılış izinleri konusunda esnaf teşkilatı başta olmak üzere, ilin çeşitli sosyal ve ekonomik kesimlerinin temsilcilerinin de yer alacağı bir 'Ekonomik ve Sosyal Konsey' oluşturulmalıdır. Üyelerimizin yoğun olduğu bölgelerde altyapı ve çevre düzenlemesine özel önem verilmeli, AVM'lerin ücretsiz servislerinin verdiği zararı engellemek amacıyla, çarşı ve pazarların bulunduğu bölgelere etkin ulaşım ağı kurulmalıdır.
ESNAFI KORUMAK İÇİN
Metro, arıtma gibi kent yararına yapılan, büyük ölçekli projelerin inşaatları, bölgedeki esnaf sanatkara zarar verebilmektedir.
Elbette bu yatırımlar gereklidir ve herkes fedakarlık yapmalıdır. Ancak böyle dönemlerde esnafın işi durma noktasına gelmekte, yatırım süresinin uzaması ise çoğunun kepenk kapatmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla, yatırımlardan etkilenen esnafı korumak için bazı vergi, harçların alınmaması, belediyelerin satın alımların bir kısmının zarar gören üyelerimizden gerçekleştirmesi yerinde olacaktır.
Kemeraltı, Bornova, Karşıyaka çarşıları gibi merkezlere yapılacak yatırımlar kent yaşamını canlandıracaktır.
Bu merkezlerde restorasyon, otopark düzenlemesi, belirli saatlerde trafiğe kapatma/açma, konser ya da benzeri etkinlikler tertipleme çalışmaları uygun olacaktır. En doğru düzenlemelerin yapılabilmesi için de ilgili meslek odası ve esnafın görüşleri dikkate alınmalıdır.
Pazaryerleri toplumumuzun bir mozaiğidir. Ancak mevcut pazaryerlerinin altyapı, otopark, çevre düzenlemesi, temizlik, denetim gibi eksikleri bulunmaktadır. Bunların bakımı ve denetimi yerel yönetimlerin sorumluluğundadır fakat kaynak yetersizliği nedeniyle çalışmalar yetersiz kalmaktadır.
Tezgâhların düzensizliği, yer darlığı, iklim koşullarından korunamaması, temizlik ve denetim, pazarcılarla vatandaşların yaşadığı sorunlardır.
Daha önce Pazarcılar Odası bazı belediyelerle protokoller yapmış, vatandaşların pazaryerlerinde temiz ve rahat ortamlarda alışveriş yapmaları sağlanmıştır. Ancak 2012 yılı itibariyle belediyelerle protokol yapılamaması mağduriyete yol açmaktadır. Söz konusu protokol yenilenmeli, aktif işbirliği yeniden başlatılmalı, yeni pazaryerlerinin kuruluş ve işletmeyle ilgili organizasyonlarda da odalarımızın katkısı alınmalıdır.
Konumuza önümüzdeki yazımızda da devam edeceğiz.