2020 ve 2021 yılının 14 Mart Tıp Bayramı takvimi, tüm sağlık çalışanları açısından pandemi mücadelesi ile geçti. Küresel boyutlarda 20 bine yakın sektör çalışanı için bu mücadelenin bedeli canlarının kaybı ile ödedi maalesef.
Kovid vakalarındaki rakamlar son yüzyıllardaki muazzam tıbbi altyapı, insan gücü ve teknolojik gelişmeler gözönüne alındığında derin bir hayal kırıklığı oluşturuyor.
Görülen o ki ne ABD ve Avrupa ne de sosyalist tandanslı ülke sağlık sistemleri böylesi bir pandeminin oluşmasını önleyecek donanıma sahip değilmiş.
SAĞLIK BÜTÇESİNDE ARTIŞ
Küresel sağlık harcamaları, pandemi öncesi her yıl ortalama yüzde 5 artmakta idi. Bu yıl sonu itibari ile Kovid 19 etkisi de eklendiğinde 17 trilyon doları aşmış olacak. Sağlık teknolojilerin ilerlemesi ve sağlık hizmeti alanların hasta konumundan tüketici konumuna evrilmesine paralel olarak ülkelerin bütçelerindeki sağlık harcamalarının maksimal artışının bloke edilmesi yönünde maliyet tabanlı görüşler giderek daha fazla dillendirilirildiği bir ortamda Kovid 19 pandemisi bu yaklaşımı ters yüz etmiş durumda.
Artık kamu kaynakları daha fazla sağlık için ayrılacak. Yine de sonsuz bir kaynak sözkonusu değil ve ülkelerin genel sağlık politikalarının ana amaçları hizmet kalitesini yükseltmek, imkân ve kaynakları verimli, eşit ve ulaşılabilir kılmak olarak belirlenmiş durumda. Ancak sağlıkta, yaşadığımız pandemide de gördüğümüz gibi, dinamik ve değişken bir süreç sözkonusu olduğundan mükemmel sistemler ve uygulamalardan bahsetmek de çok güçtür.
300 YIL BEKLEDİK
Ülkemiz, Batı'daki 15-16.yy'da Rönesans ile başlayan tıp ve tüm bilim/ sanat dallarındaki gelişmelerden payını alabilmek için üç yüzyıl beklemek zorunda kaldı. 3. Selim ve 2. Mahmut'un hükümdarlığında başlayan islahatlar, 14 Mart1827'de, Hekimbaşı Behçet Efendi önderliğinde, Batılı anlamda ilk tıp okulu olan 'Tophane-i Amire ve Cerrahhanei Amire 'Şehzadebaşında açılması ile taçlandı. Daha sonra bu temel üzerinden 1839'da Mektep-i Tıbbıye-i Adliye-i Şahane,1909'da Darülfünun'a bağlı tıp okulu ve 1933'de de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi vücut bulmuştur.
SAYGI VE MİNNETLE
Dolayısı ile 194 yıldır oluşan birikim, ülkemizin pandemi dahil tüm sağlık sorunlarında, tıp çalışanlarının halkına karşı sorumluluklarını layıkı ile yerine getirmesini sağlamıştır. Tüm sağlık çalışanlarının Tıp Bayramını kutlarken, görevlerini yaparken hayatlarını kaybeden başta Hastanemiz Onkoloji Kliniğinden Profesör Dr. Uğur Yılmaz Hocamız olmak üzere tüm meslektaşlarımızı saygı ve minnetle anıyorum.