Noel deyince ülkemizde yılbaşı, hediye ve Antalya'nın Demre ilçesinin akla gelmesi olağan bir durumdur.
Hatta Hıristiyanların çoğunlukta olduğu bazı ülkelerde bile Noel yılbaşı ile birleştirilen bir tatil haline gelse de özünde her yıl 25 Aralık tarihinde İsa'nın doğumunun kutlandığı Hıristiyanlıkla ilgili dini bir bayramdır ve Doğuş Bayramı, Kutsal Doğuş veya Milat Yortusu olarak bilinir.
KARANLIĞIN MAĞLUBİYETİ
Her senenin 25 Aralık'ında, Roma İmparatorluğu sınırlarında, Güneş Tanrısı'nın doğum günü olarak kabul edilen ve günlerin yeniden uzamaya başlaması, ışığın karanlığı mağlup etmesinin şerefine Güneş tanrısı Mitra'nın doğum günü için kutlamaların yapıldığını biliyoruz. Dolayısı ile Hıristiyan dünyasının çok önceleri Aydınlıklar bayramı-Phota, İmparatorluk bayramı Theophaneiz, Doğuş bayramı- Geethlia, Tanrının yeryüzünde belirişinin bayramı gibi bayramlar kutlanmakta idi. LEvi-Strauss gibi sosyal bilimciler, insanlığın kültürel anlamda ayrımlar yaşamalarına rağmen antropolojik olarak zihinsel maturasyonlarında bayram kutlamalarına ait benzerlikleri ortaya koyan çalışmalar yapmışlardır. Ama pragmatik olarak IV yy yaşamış Roma İmparatoru I.
Costantinus'a atfedilen "madem pagan inançlarını silemiyoruz biz de İsa'nın doğumunu bu tarihte kutlayalım. O zaman Yeni güneşimiz İsa'dır" sözünü hatırlamadan geçmek istemem!
DEMRE'DE YAŞADI
Elbette insanlık tarihinin, yaşadığı coğrafya ve iklimin şekillendirmesi neticesi bir kültür yarattığının farkındayız. Burada lokal ya da bölgesel farklılıklar olsa da özünde, dünyayı algılama ve değerlendirme noktasında benzerlikler bulmak işten bile değildir. Nitekim Noel Baba olarak tanınan Aziz Nikolaos'un Antalya'nın Demre ilçesinde mezarının olması da bu bağlamda ele alınabilir. "Mucize yaratan" lakabıyla da bilinen Nikolaos'un Patara'da doğduğunu ve o günkü adıyla Myra Antik Kenti olan Demre'de yaşadığını biliyoruz. Çağına göre oldukça iyi bir eğitim alan Nikolaos çevresindekilere yaptığı yardımlarla, yaşarken müthiş bir sevgi bağı oluşturdu. Öyküyü kısaca anlatalım:
Demre'deki fakir bir babanın üç kızı varmış. O çağda kızlar çeyizsiz evlenemediğinden üç kız kardeş çaresizlik ve mutsuzluk içinde ne yapacaklarını bilemezken kızlardan en büyüğünün aklına, kendini esir pazarında satarak, elde edeceği para ile diğer kardeşlerini evlendirme düşüncesi gelmiş. Diğer kız kardeşleri elbette buna şiddetle itiraz etmişler ancak o sırada oradan geçen rahip Nikolaus açık pencerelerinden konuşmaları duymuş ve kiliseden bir koşu getirdiği bir kese altını açık pencereden odaya atıvermiş. Günlerden de o gün İsa'nın doğduğu gece olarak kabul edilen 25 Aralıkmış ve bu her sene tekrar etmiş, böylece üç kız kardeş de sıra ile evlenmiş. Yörede bu bir mucize olarak anılmaya başlanmış. Aziz Nikolaus, daha sonraları da Demre'de bir çok nedenle muhtaçlara gizlice bu yardımları hep 25 aralıkta yapar olmuş.
NORVEÇ DEĞİL BEYDAĞLARI
Yine bir 25 Aralık gecesi, Aziz Nikolaus, başında bir başlık ve elinde bir çuval ile Demre sokaklarında gizlice hediye dağıtırken kent korucularına yakalanmış, torbasındaki altınlar, giysiler vs tespit edilince Demre yöresinin gizli hediyelere yönelik merakı son bulmuş.
Aziz Nikolaos 343'te öldükten sonra da bu gelenek devam etmiş. Zamanla Aziz Nikolaus, bütün dünyada sevginin ve yardımlaşmanın sembolü olurken halkın kadim hafızasında da ak sakalı, kırmızı ceketli sevimli bir ihtiyar olarak Demre'nin karlı Beydağları'ndan geyikler tarafından çekilen hediyelerle dolu bir kızakla 25 aralıkta kente gelip fakirlere yardım eden bir "Noel Baba" mitolojisi yaratılmış.
ANTALYA MÜZESİ'NDE
Demreliler Rahip Nikolaos öldüğünde yaptıkları bir anıtsal mezar ile O'na saygılarını gösterseler de daha sonraları denizcilerin de koruyucu Azizi ilan edilen St.Nikolaos'un mezarını , İtalyanlar 1087 yılında , parçaladılar ve kemiklerini memleketlerine götürdüler.
Kültür Bakanlığımız ülkemizden kaçırılan ve Hristiyanlarca da kutsal kabul edilen bu emanetleri geri getirtse ne güzel olur.
Yine de Aziz Nikolaos'dan kalan bazı kemikler, günümüze kadar korunarak Antalya Müzesi'nde sergilenmektedir.