Michelin Guide İngiltere ekibinin genç gastronomi şeflerine üç önemli tavsiyesi şunlar:
1. Harika yemeğin olmazsa olmazı harika malzemelerdir, dolayısı ile ister sebze ister et olsun, bulabildiğiniz en iyi ürünü kullanmalısınız;
2. Düşündüğün tek şey biraz sonra gelecek olan müşterin olsun ve onlar için yemek pişirmeyi kendin için zevk haline getir;
3. Elbette amaç güzel yemekler yapmanız ancak siz de yiyebileceğiniz kadar yiyin ki, başkasının yaptığı yemeğin yarısını tüketmeden bu lezzetlere kendi yorumunuzu katacağınız ilhamlar sizi bulabilir.
Tabii okuyucularımız bu kadar özen ile yapılan yemeklerin fazlasıyla leziz olacağından hiç kuşku duymayacaklardır ancak, yine de uluslararası otoritelerden akredite olmak, bu işin prestiji olduğu kadar, ticari pazarlama açısından da gözden uzak tutulamayacak yararları söz konusu.
5 ANA KRİTERİ VAR
Her yıl, geleneksel olarak Michelin Rehberi yayınlanıyor. Kullanılan malzemelerin kalitesinden, pişirme tekniğine, tatlarının uyumundan aşçının kendisine özel yansıttığı ambiansa, menünün haz verici çeşitliliğinden hiç değişmeyen standartlarına kadar birçok konu tek tek tetkik ediliyor ve bir den fazla müfettiş tarafından denetleniyor. Genel olarak beş ana kriter olduğu söylenebilir:
Malzemelerin kalitesi, lezzetlerin uyumu, pişirme tekniklerine hakimiyet, şefin kişiliğinin yemek deneyimine yansıması ve tutarlılık... Sonuçta da 'bir Michelin Yıldızı', çok iyi malzemelerin kullanıldığı, yüksek standartta ve belirli bir istikrarda yemeklerin pişirildiği restoranlar için uygun görülüyor. Eğer 'iki Michelin Yıldızı' alan bir müessesedeyseniz, restoranın sıra dışı yetenekli şefinin karakterinin ve yeteneklerinin yediğiniz yemeklere yansıdığından hiç tereddüt etmemelisiniz.
Şayet bu restoran 'üç Michelin Yıldızına' hak kazanmışsa, artık o şefin kariyerinin zirvesinde bir yıldız olduğunu ve yemek pişirmeyi sanata dönüştürdüğünü bilmelisiniz... Bir de Bib Gourmad ve yeşil yıldız ödülleri var, ilki fiyatına kıyasla en iyi değeri sunan lokantalara veriliyor, ikincisi ise sürdürülebilir gastronomi söz konusu olduğunda rol model olan restoranlar için uygun görülüyor.
DÜNYANIN İLK ÜÇÜNDE
Ülkemiz, 50 milyonu aşan turist sayısı ile Amerika ve Fransa'nın ardından dünyanın ilk üç destinasyonu olma başarısını göstermesine rağmen hedefimizde 100 milyon turist var ve coğrafik konumu, iklimi ve kültürel zenginliği ile sektör alt yapısı bunu gerçekleştirebilecek potansiyelde...
Bu noktada ele alınması gereken konuların başında mutfak kültürümüzün küresel gastronomi kulvarına yani gastro turizm rotalarına dahil edilmesini sağlayacak çalışmalar var. Dolayısı ile Dünyada sadece 480 civarında olan Michelin Yıldızı almış restouran listesine girmek önemli bir gelişme. Bu sene İzmir için muazzam bir başarı öyküsü söz konusu oldu. Hepsi de Urla'da lokalize üç restoran Michelin yıldızı almaya hak kazandı.
Ayrıca 2024 Michelin tavsiye listesinde de Amavi, Sota Alaçatı, Levan, Pizza Venedik, Kasap Fuat ve İsabey Bağları yer aldı. Yine İzmir'den Michelin'e göre daha az prestijli olsa da, yüksek standartlı ve kaliteli lokantaların listeye girebildiği Bib Gourmad ödüllerine de Ayşa Boşnak Börekçisi, Hiç Lokanta, Beğendik Abi, La Mahsen,Tavacı Recep Usta ve Adil Müftüoğlu sahip oldu. Ayrıca sürdürülebilir gastronomi çalışmaları ve vizyonları ile Hiç Lokanta, Od Urla ve Vino Lokale Michelin Yeşil Yıldız ile ödüllendirildiler.
Yemek ve şarap birlikteliğinin harika uyumu konusunda verilen Michelin Sommelier ödülü için de Vino Locale şefi Seray Kumbasar layık görüldü. Bu ödüller, Eşsiz Türk Mutfağının sıra dışı yetenekli şeflerinin bir başarısı hiç kuşkusuz. Ancak Turizm ve Kültür Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un, dünyanın en önemli gastronomi kültür ve değerlerinden birisi olan ülkemizin tanıtımı için başta Michelin olmak üzere bir çok mecrada sofistike çalışmalar yaptığını biliyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılında 50 milyon turistin 111. yılında 100 milyona yükseltilmesi, bu çalışmaların güzel meyveleri olacaktır.
Bu kapsamda Michelin Yıldızı Rehberine girmek önemli bir aşama. Rehberde yer alan tüm kuruluşlarımızı tebrik ediyoruz.