Her gün başka başka gerginlik haberlerinin geldiği kritik bir dönemden geçiyoruz. Son günlerde neredeyse her sabah dünyanın farklı uçlarından 'savaş çıktı çıkacak' diye yorumlanan haberler alıyoruz. 24 Şubat'ta Rusya'nın Ukrayna'ya başlattığı savaştan bu yana başta Avrupa olmak üzere gıda ve enerji alanlarında ciddi krizler yaşanıyor. Bu krizler elbette uluslararası piyasaları da ülke ekonomilerini de olumsuz etkiliyor. Petrol ve emtia fiyatlarının dengesizlikleri Türkiye'nin de içinde bulunduğu çok sayıda ülkede ciddi fiyat artışları yaşanmasına neden oluyor.
GELECEĞİ TAYİN EDİYORLAR
Savaş sonrası yaşanan bu kriz ortamı bir kez daha gösterdi ki gücü elinde bulunduranlar canları istediği zaman dünyanın en dezavantajlı grupları ve ülkelerinin geleceklerini tayin edebiliyor. İşte Avrupa'nın göbeğinde, içinde bulunduğumuz bu çağda derin insanlık dramlarının yaşandığı Ukrayna'da limanlardan Rus ablukası yüzünden çıkamayan tahıl gemileri aylardır özellikle Afrika'da kıtlık ve açlığın artmasına neden oldu.
DİPLOMASİ SONUÇ VERDİ
Savaşın başından bu yana Rusya'yı sadece tehdit edip kınamakla yetinenlerin yanında tarafları aynı masada buluşturmak için ciddi girişimlerde bulunan Türkiye, çabalarıyla dünya barışına verdiği katkılara bir yenisini daha ekledi. Ülkemizin büyük desteği ile 22 Temmuz'da İstanbul'da, Türkiye, Rusya Federasyonu, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler arasında imzalanan "Tahıl ve Yiyecek Maddelerinin Ukrayna Limanlarından Emniyetli Sevki Girişimi Belgesi"nin yürürlüğe girmesiyle birlikte Odessa Limanı'ndan ayrılan tahıl gemileri Ankara'nın bu süreçte yürüttüğü diplomasinin de somut neticesi oldu.
TÜRKİYE'NİN BAŞARI YILI
Daha önce ateşkes için de tarafları Antalya'da bir araya getiren ülkemizin barış diplomasisinin, dünyanın süper güçlerinin savaşı bitirmek için yaptığı tehditlerden çok daha güçlü ve etkili olduğunu ortaya koydu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun önceki gün katıldığı 13. Büyükelçiler Konferansı'nda son dönemde Türkiye'nin dış politika alanında yaptığı atılımları anlatırken kullandığı, "2022 yılı Türk dış politikasında birçok açıdan doğrulanma yılı olarak kabul edilecek. Türkiye Cumhuriyeti dünyanın krizlerle uğraştığı bu dönemde yıllarca konuşulacak başarılar elde etti" ifadeleri çok iddialı görünebilir. Ancak bu sözlerin çok doğru ve yerinde olduğu gerçeği, Ankara'nın Ağustos ayına kadar yaptığı diplomatik girişimler değerlendirildiğinde ortaya çıkacaktır.
BİR HAFTADA 10 GEMİYLE 305 BİN TON SEVKİYAT YAPILDI
TÜRKİYE'NİN arabuluculuğuyla imzalanan tahıl sevkiyatı anlaşması çerçevesinde bir haftada mısır, ayçiçeği ve soya taşıyan 10 ticari gemi, emniyetli şekilde Ukrayna limanlarından ayrıldı, 2 boş gemi de tahıl almak üzere Türkiye'den Ukrayna'nın Çornomorsk Limanı'na gitti.
DENETİM YAPILIYOR
Bugüne kadarki sevkiyat kapsamında toplam 170 bin 458 ton mısır taşıyan 4 geminin Türkiye limanlarına ulaşması planlanırken, diğer gemilerin varış noktaları İtalya, Çin, İrlanda, İngiltere ve Lübnan olarak belirlendi. Lübnan'a gitmek üzere 27 bin ton mısır taşıyan "Razoni" isimli Sierra Leone bayraklı kuru yük gemisi, tahıl koridoru anlaşmasına göre 1 Ağustos'ta Odessa Liman'ından ayrılan ilk gemi oldu. Anlaşma kapsamında Ukrayna'da tahıl yüküyle hareket eden gemiler, İstanbul Boğazı girişinde kendilerine tahsis edilen alana demirliyor ve Müşterek Koordinasyon Merkezi tarafından denetime tabi tutuluyor. Denetimin ardından gemiler, varış limanlarına doğru yola çıkıyor. Müşterek Koordinasyon Merkezi'nin (MKM) açılışı 27 Temmuz'da Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar tarafından yapılmıştı.
ARZ GÜVENLİĞİNE BÜYÜK KATKI
BAŞKAN Recep Tayyip Erdoğan, tahıl sevkiyatının güvenli şekilde gerçekleşmesinden duyduğu memnuniyeti, "Türkiye, mutabakatın hayata geçirilmesini temin ederek böyle büyük gıda krizinin kapıda olduğu bir dönemde dünya arz güvenliğine katkıda bulundu" sözleriyle anlatmıştı