Türkiye terörle mücadele sürecinde yıllarca müttefik bildiği devletlerden işittiği yaptırım tehditlerine son vermek için kendi savunma teknolojilerini üretmeye yöneldi.
Bu konuda son yıllarda ciddi ARGE çalışmalarıyla dev yatırımlar yapıldı. Ve bu yatırımların karşılığını da bugünlerde fazlasıyla almaya başladık.
Ancak ülkemizin savunma hamleleri en başta dibimizdeki Ege adalarında sessiz işgal operasyonu yürüten Yunanistan'ı rahatsız etti. Geçmişte Türkiye'nin askeri varlığından korkmayanları, şimdi Türk mühendislerin elinden çıkan her yerli üretimde korku sarıyor.
Hem de öyle böyle bir korku değil. Türkiye sürekli Yunan siyasiler tarafından Avrupa ve Amerika'ya şikayet konusu yapılıyor.
Dünyanın ününü Karabağ zaferiyle birlikte duyduğu, harp tarihine geçen Bayraktar SİHA'ların, doğu ve güneydoğudaki operasyonlarda büyük başarı elde etmesi ve en son da yerli üretim Tayfun füzelerinin testlerden başarıyla geçmesi Yunan basınında geniş yer buldu. Ancak basın, fiziki gerçeği daha net görmüş olmalı ki, bize yönelik tehditkar açıklamalar yapmaktan bir türlü geri durmayan Atina yönetiminden çok daha ciddi yaklaştı Tayfun füzelerinin başarısına.
'SEN RAHAT DURMAZSAN'
Ankara-Atina hattındaki tansiyon Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki gün Samsun'da yaptığı "F-16'nın mühimmatını biz yapıyoruz. İHA'ların SİHA'ların mühimmatını da biz yapıyoruz. Bu üretim Yunan'ı ürkütüyor.
'Tayfun Füzesi Atina'yı vuracak' diyorlar.
Sen rahat durmazsan, vuracak tabii.
Türkiye gibi bir ülke herhalde armut toplamayacak"
açıklamasıyla iyiden iyiye yükseldi. Erdoğan'ın sözleri Yunanistan'ın bir numaralı gündemi olurken, Tayfun füzesi restiyle panik havasının estiği Yunanistan'da To Vima Gazetesi skandal bir başlık ile okurlarının karşısına çıktı.
Gazete 'Erdoğan kontrolden çıktı' başlıklı haberinde, Erdoğan'ın sadece Yunanistan'ı değil ABD'yi de hedef aldığı iddiasına yer verdi. Haberde Erdoğan'ın Yunanistan'ın adaları ABD silahları ile donatmasına Türkiye'nin izin vermeyeceğini belirttiğinin altı çizildi.
Türkiye tabi ki dibindeki adaların ABD silahlarıyla donatılmasına sessiz kalmayacak.
Sonunu düşünmeden yapılan şovun da elbette bir bedeli olacaktı.
Bu en yetkili ağızdan ifade edildi ama sözlü uyarının bir aşama sonrası da olabilir.
CİDDİYETİ YENİ ANLAŞILDI
Durumun ciddiyetine yeni varmış olan Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Erdoğan'ın sözleri sonrası hemen ABD ve NATO kartını öne sürdü. Dendias, "NATO üyesi müttefik ülke tarafından Yunanistan'a saldırı tehdidinde bulunulması kabul edilemez. Kuzey Kore tavrının NATO'da yeri yok" dedi. İyi komşuluk ve müttefiklikten bahsedenler de gerçek müttefik olsa bari. Bu profesyonellikten son derece uzak tavır, aynen kişisel ilişkilerde 'mızıkçı' olarak tabir edebileceğimiz insan tipine benziyor. Sen ülke olarak komşunu sürekli taciz edeceksin, olmayan askeri gücünle şov yapacaksın, başkasının tankıyla topuyla hava atıp güç gösterisine kalkışacaksın sonra ciddi bir direnç ya da uyarıyla karşılaştığında NATO ve ABD'den medet umacaksın.
Yok öyle bir dünya. Yunan siyasetçiler, Türkiye'yi Kuzey Kore gibi ülkelere benzeteceklerine keşke bir dönüp kendilerini sorgulasalar.