Bir lafa bakılır bir de söyleyene
Altılı Masa'nın kibirli küçük ortaklarından Ahmet Davutoğlu, halasından bile oy alamayacağını itiraf ettikten bir gün sonra fazlasıyla iddialı bir siyasi öngörüde bulunmuş. Verdiği bir röportajda, "Büyük değişimin ayak izlerini görüyorum. Dip dalga geliyor" demiş.
Büyük değişim, dip dalga falan kulağa hoş geliyor olabilir. Ama tabii söyleyen kişiyi dikkate almazsak...
TEHDİTLERİN EFENDİSİ!
Gelecek Partisi lideri, masa ortakları arasına katıldığı günden bu yana dediğim dedik tavrı ve 'krizli, kaos'lu çıkışlarıyla ortaklarını kızdırıyor. Önce kendisini siyaseten var edenleri yarı yolda bırakıp, ardından da istediği olmazsa yeni yol arkadaşlarını tehdide kalkışan birinin siyasi öngörülerine de çok ihtiyaç vardı zaten. Eminim seçmen de kendisinin bu öngörüde bulunmasını bekliyordu.
Muhalefet partilerinin seçim propagandası yaparken iddialı laflar kullanması elbette normal. Çünkü küçücük bir oy oranına sahip parti bile iktidar olmak için çalışıyor. Bu iddiası olmayan bir partinin seçime girip seçmenden oy istemesi düşünülemez.
Ancak iddialı lafların da bir sınırı var. İddialı vaat ile iddialı öngörü arasında ciddi fark var. 'Biz seçimi alacağız' demekle büyük değişimin ayak seslerini gördüğünü söylemek arasında da fark var.
HANGİ DEĞİŞİMİN İZLERİ?
Vatandaşa tepeden bakan, yol arkadaşlarına üstünlük taslayan, kendisi gibi düşünmeyenleri ötekileştiren bir siyasi figürün toplumsal herhangi bir duygunun varlığını savunup sahiplenmeye çalışması hem itici hem gerçeklikten uzak hem de son derece samimiyetsiz. Ayrıca böyle iddialı cümleler kuran birinin daha bir gün önce en yakın akrabalarından bile oy alamayacağını kendi ağzıyla itiraf ettiğini hatırlatmakta fayda var. Hal böyle iken kendisine oy verecek hangi toplumun ayak seslerinden bahsettiğini sormak gerekir herhalde...
İYİ PARTİ İTİRAFÇILAR KULÜBÜNE DÖNDÜ
İYİ Parti lideri Meral Akşener'in Başdanışmanı aynı zamanda da İzmir Milletvekili olan Aytun Çıray, partisinin FETÖ terör örgütü ile işbirliğine tepki koyduğu ve Akşener'in masadan kalkma sürecine yönelik sert eleştiriler getirdiği günden bu yana partinin kötü adamı ilan edilmiş durumda. Kendisiyle ilgili vekil adayı olma umudunu yitirdiği için rahat konuştuğu yönünde eleştiriler yapılıyor. Partili birçok isim de sert sözlerle hedef alıyor Çıray'ı.
Yapılan eleştirilerde bir noktaya kadar haklılık payı olduğunu söyleyebiliriz. Evet Çıray, partisi içinde siyaseti sürdürebileceğine inansa ya da yeniden vekil olacağını bilse bu çıkışları yapmayabilirdi. Bu noktada ona tepki gösterenler haklı. Ama eğer Çıray bu eleştirileri yüksek sesle dile getirmese, Akşener'in FETÖ'cülerle işbirliği yapmasını defalarca engellediklerini anlatmasa, kamuoyu bugün İYİ Parti'nin FETÖ bağını bu kadar net bilmiyor olabilirdi.
FETÖ işbirliği, son dönemin siyasi çıkarları ile atılmış bir adım olarak değerlendirilir, geçici sanılabilirdi. Oysa Çıray'ın söyledikleri Akşener'in FETÖ bağının partiyi kurduğu dönemden çok daha öncesine dayandığı gerçeğini ortaya çıkardı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.