Siyasette mütevazi bir profil çizmek ya da gerçekten mütevazi bir karaktere sahip olmak Cumhurbaşkanı adayı olmak için yeterli mi? Elbette değil.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adaylığı duyurulduğundan bu yana kendisinin evinin mutfağını daha sık görür olduk. Evet daha önce de mutfaktan paylaşımlar yapmıştı ama bu durum seçim günü yaklaştıkça giderek artıyor.
SİZLERDEN BİRİ GİBİYİM!
Vatandaşın gözünde 'sizler gibi yaşıyorum, evimin, mutfağımın sizlerden bir farkı yok, son derece mütevazi bir hayatım var' algısı yaratmak için özellikle kurgulanmış bir şey bu elbette. Kılıçdaroğlu'nun herhangi bir mutfak temalı videosunu izleyip de, "Vay be adamın evi, mutfağı ne kadar mütevazi!" diyen bir seçmen kitlesi var mı bilemiyorum.
Ama yaratılmak istenen algı bu, yersen...
Peki bunun seçmene nasıl bir faydası olabilir?
Düşünseniz de aklınıza çok dahiyane bir fayda önerisi geleceğini sanmam. Oy verdiği insanın evinin nasıl olduğunun seçmen için oy tercihini belirleyebilecek kadar nasıl kritik bir önemi olabilir ki! Bu olsa olsa alelade bir seçim kampanyası unsuru olabilir.
ÖRNEKLERİNİ KOYARLAR
Ama o zaman da karşınıza bu satmak istediğiniz 'sıradanlığınızın' tam aksini yaşadığınız gerçeğini koyuverirler. Mesela saati 12 bin dolar olan özel jetle seçim kampanyası yürüttüğünüz hatta çok daha önce de geceliği 100 bin lira olan Boğaz'a nazır lüks otelde kaldığınız örneklerini hatırlatırlar.
Sonuçta bu seçim kampanyasının illaki bir de karşı kampanyası var öyle değil mi?
Siz kendinizi halkçı cumhurbaşkanı diye pazarlarken onların da eli armut toplamayacak herhalde. Onlar da karşı tezlerini ileri sürerler. Hatta belki onlara gerek bile kalmaz. Çünkü CHP'nin içinde olup da CHP'nin de Kemal Bey'in de altını zevkle oyan partili görünümlüler servis ediverirler yeni bir skandal. Nasıl olsa lüks otel paylaşımını CHP Gençlik Kolları yapmıştı. Adamı cümle aleme rezil eden yandaşları zaten var anlayacağınız. Adıyaman'da neredeyse toplu taşıma aracıyla iftara gidiyor gibi pazarlanan Kılıçdaroğlu'nun otobüsten hemen önce özel jetten indiğini öğrendiklerinle ne düşünmüşlerdir o mütevazi seçmen acaba?
Öyle sade bir mutfakla mütevazi olunmuyor yani seçmen gözünde. Toplumun gelenek görenekleri, inançlarını da içine sindire sindire yaşadığınızı göstermeniz gerekir. Öyle bir iki mutfak videosuyla halkçı olunmaz.
Aynı zamanda seccade üzerinde ayakkabılarla seçim pozları vermemek de gerekir.
Sonra samimi olarak özür dilemek de, yandaşlarınızın sanki Kuran'a mı bastı diye sizi savunmaları da kurtarmaz.
MÜTEVAZİ Mİ SAMİMİ Mİ?
Zaten Kemal Bey, dış basında bile her seçimde düzenli olarak yenilen mütevazi rakip olarak ün yapmış. Türkiye seçimlerine pek bir meraklı olan New York Times, Kılıçdaroğlu'nun pek bir öne çıkarılacak bir yönünü bulamamış olacak ki her seçimde yenilmesini mütevazilikle gölgelemeye çalışmışlar. Oysa bilmedikleri ya da bir türlü anlamak istemedikleri bir şey var. Mütevazilik yeterli bir liderlik özelliği olmayabilir ama liderin kendini halktan biri gibi hissetmesine neden olan asıl özellik samimiyet. Başkan Erdoğan'ın 21 yıllık iktidarının arkasında işte bu özellik var. İşte iki isim arasındaki temel farkı iki cümlede özetleyecek bir röportaja imza atmış İngiltere merkezli The Guardian.
Gazetenin 14 Mayıs röportajı yaptığı İflah Oluklu isimli Türk genci, "Erdoğan bizim için Türkiye'de baba figürü gibi. 20 yıldır ülkeyi yönetiyor. Onu liderlikten uzaklaştırmanın imkansız olduğunu düşünmüyorum.
Ama bilhassa bu muhalefet arasında onun yerini doldurabilecek kimse yok."