Seçim süreçleri Türkiye'de her zaman gergin geçer. Bu seçim de öyleydi ancak geride kaldı. Başkan Erdoğan, sandıktan tartışmasız bir zaferle çıktı. Artık ülkemiz adına da bireysel olarak da herkesin yoluna bakma zamanı.
Ancak geride kalan süreçle ilgili muhalefet adına çıkarılacak dersler ve en baştan gözden geçirilmesi gereken bazı tespitler elbette var. Özellikle muhalefetin kampanyanın ikinci tur ayağında kullandığı 'karar ver' söylemi seçmende ters etki yarattı. Son derece sert olan bu slogan, Kemal Kılıçdaroğlu'nun ilk tur öncesi hitap ettiği kitleyi genişletme arzusuyla bir araya gelince iki tur arasında çok başka iki Kemal Bey ortaya çıktı.
OY DEPOSU SANDILAR
Zaten Altılı Masa, seçim dönemi boyunca sık sık çatlak sesler nedeniyle muhalefetin imajını zedeleyip durdu. Bunun üstüne ikinci tur öncesi Kemal Bey'in milliyetçi seçmene sevimli görünme çabaları da eklenince ortaya çıkan tablo mevcut iktidardan memnun olmayan potansiyel muhalefet seçmeninin kafasını daha da karıştırdı ister istemez. Depremzedelere yönelik muhalefet cephesinden yükselen hakaretlerin ve özellikle CHP'li belediyelerin bölgede yürüttüğü çalışmaları ilk tur sonuçlarının ardından bıçak gibi kesmesi de oy deposu olarak görülen afet illerinin tercihlerini bir kez daha Erdoğan'dan yana kullanmasıyla sonuçlandı.
SONUÇ AĞIR YENİLGİ
Bu uzun yanılgılar zinciri, muhalif seçmenin büyük umutlar bağladığı Millet İttifakı'nı ağır bir yenilgiye uğrattı. En başta Meclis'te istenilen çoğunluk sağlanamadı.
Farklı kesimleri memnun etmek için en çok CHP'liler harcandı. Üstelik listelerde yapılan hatalı tercihler, bundan sonraki süreçte başta CHP ve İYİ Parti'ye karşı yeni muhalefet oluşturacak bir Meclis aritmetiği oluşmasına neden oldu. Kılıçdaroğlu, yola en başta yanlış insanlarla çıktı.
Ona inanmayanlara kendini inandırmaya çalışmak için harcadı neredeyse tüm enerjisini. Herkesi ikna turlarına çıktı. Ve bütün çabalarını maalesef kamuoyunun gözü önünde yaptı. Masayı genişletme arzusu son derece mantıklı olsa da siyaset sahnesinin çok uç figürlerini aynı karede bir araya getirmek seçmenin gözünde yanlıştı. Kendi adaylığı ile ilgili sürekli tartışma çıkması ve bu tartışmaların herkesin önünde yapılması yanlıştı.
Toplumda karşılığı olmayan masa aktörlerinin kameralar karşısında tartışma yaratacak sözler sarf etmesi yanlıştı.
Yol arkadaşları olarak görülen isimlerin sürekli çatlak sesler çıkarıp birlik görüntüsünü bozması yanlıştı. Kemal Bey tüm bu yanlışlar silsilesini tersine çeviremedi.
O kararlılıkta bir isim değildi çünkü.
EN DOĞRU BAŞLANGIÇ
En başta üzerinde uzlaşma sağlanamamış bir adayla yola çıkılması yol boyu kavga ve atışmalar yaşanmasına neden oldu. Kendisine inanmayan yol arkadaşları, onun güçlü bir imaj yaratmasını engelledi. Bu liste daha uzayıp gider.
Velhasıl ne muhalefet için Kemal Bey doğru adaydı, ne de Kemal Bey için yol arkadaşları doğru kişilerdi. Ve bu uzun yanlışlar zincirinden bir doğru çıkmadı.
Şimdi ülkede iktidarın değişmesini isteyenler için değişimin muhalefetten başlaması gerektiği gerçeğinin ne kadar doğru bir başlangıç olacağı tartışılmalıdır.