Giriş Tarihi: 08 Nisan 2024, 21:09
Meral Akşener'in eski partisi MHP'ye alternatif olarak kurduğu İYİ Parti çok kritik bir dönüm noktasında.
Hani yerel seçime gidilen süreçte partisinin bundan sonra ittifaksız ilerleyeceğini söylerken Akşener'in kendi ağızından dökülüveren meşhur bir cümle var ya hani meşhur Kurtlar Vadisi dizisinin Polat Alemdar'ına ait olduğu da söyleniyor bu sözün: "Ya tarih yazacağız ya da tarih olacağız:" İşte Akşener'in partisi, tam da bu yol ayrımlarından birini yaşıyor. Üstelik doğru düzgün bir siyasi geçmişi, doğru dürüst bir seçim başarısı yokken yaşıyor bu yol ayrımını.
LİDERLER VE PARTİLERİ
Türkiye'de siyasi oluşumlar liderleriyle vücut bulur genelde. Nasıl Recep Tayyip Erdoğan'sız bir AK Parti göze de kulağa da garip geliyorsa, aynı durum Akşener ve İYİ Parti için de geçerli. Bu isimle özdeşleşme durumu bir tek CHP'de yoktur ki o da Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde onca itiraza rağmen CHP bile o yöne doğru gitti uzunca bir süre. Mesela tam anlamıyla bir ideoloji partisi olmasına rağmen şu anda MHP'de bile bir Devlet Bahçeli ile özdeşleşme durumu var. Türkeş'in 1997'deki vefatından bu yana partinin liderlik koltuğunda Bahçeli oturuyor. Meral Hanım'ın MHP içindeki varlığı liderliğe evrilmeyince yeni bir yol haritası çizerek kurduğu parti bugün itibariyle resmen lider değişikliği sürecine girmiş oldu. Bugüne kadar genel başkan görevine kurultay sürecinde yeniden talip olduğu için böyle bir değişim ya da dönüşüm söz konusu olmamıştı İYİ Parti için. Ancak şimdi ortada sağlam bir seçim faturası var. Akşener'in 31 Mart öncesinde meydanlarda kararının sorumluluğunu alacağına dair söylemlerini hatırlarsınız. Siyaset bugüne kadar bu tarz söylemleri çok kez hasır altına itmeyi gerektirmiştir ancak bu kez Akşener'in kendine yönelik özeleştiri süreci ağır basmış olacak ki, İYİ Parti bir lider değişimine gidiyor. Şimdi partide 27 Nisan'daki kurultaya kadar Meral Hanım'ın koltuğunu kimin dolduracağının, kimlerin o göreve talip olacağının tartışılacağı birkaç ay var.
ÖZELEŞTİRİ ZAMANI GELDİ
Meral Hanım temsil ettiği milliyetçi kimlik gereği bir kadın olarak Türk siyasetinde nadir görülebilecek siyasi aktörlerden biri bana göre. Ağır abla tarzı, olaylar karşısında çoğu zaman verdiği ani tepkilerle farklı bir figür. Bu nedenle de çıkış sürecinde Akşener faktörü İYİ Parti'ye bolca artı kazandırdı.
Onun ani reaksiyonları toplumda karşılık buldu. Ancak 14 Mayıs sürecine kadar yükselişle götürdüğü partisi, yine Akşener'in kişisel yanlışları yüzünden düşüşe geçti. Öyle ki seçim öncesi yüzde 15- 20 bandında görülen İYİ Parti'nin oyu bu oranın yanından bile geçmedi. Çünkü ani çıkışlar yanlışlara dönüştü. Ağızdan çıkacak lafın sonuçlarını düşünmeden hareket edilmesi de art arda hatalar zincirine neden oldu. Ve aynen CHP'de olduğu gibi bu hataların bedelini ödeme vakti geldi Akşener için. Meral Hanım şanslı, şahsıyla ilgili Kılıçdaroğlu'na yapıldığı gibi bir linç kampanyası yürütülmedi partisi içerisinden.
O nedenle bu olgunluğun kıymetini bilmeli, iki gün sonra ben vazgeçtim diyerek tüm bu özeleştiri sürecini ortada bırakmamalı. Yoksa Kılıçdaroğlu gibi şok bir yenilgiyle karşı karşıya kalabilir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.