AK Parti'nin tarihinde ilk kez 2'inci sırada tamamladığı 31 Mart Yerel seçimlerinin sonuçları hem kamuoyunda hem de AK Parti özelinde halen tartışılmaya devam ediyor. CHP'nin uzun bir aranın ardından ilk kez birinci çıktığı bu seçim başarısının partinin yeni lideri Özgür Özel ve kurmayları açısından da üzerinde özellikle durulması gereken sonuçlar doğurduğu bir gerçek.
Öyle ki ana muhalefet olarak yıllardır girilen tüm seçimlerde bu misyonunu gereğince yerine getirmemiş olmasının sonuçlarına razı oldu CHP.
KENDİSİNİ DÖNÜŞTÜRMEDİ
Kendini siyasi konjonktürün, ülke gerçeklerinin gerektirdiği gibi değiştirmedi.
Sözde yapılan değişimler de sandık başına giden seçmenin tercihlerini değiştirmesine yetmedi. Bugüne kadar alınan tüm yanlış kararlar, yıllardır AK Parti öncülüğünde yürütülen hizmet yarışında varlık göstermesine engel oldu CHP'nin.
Ama ilk kez bu seçimde, 2019'dan bu yana yönettiği belediyelerde özellikle sosyal alanlarda gösterdiği başarı sandıkta önemli bir kazanım elde edilmesine katkı sağladı. Ancak burada partinin önümüzdeki dönem için ciddi bir sınava tabii olduğunu söylemekte yarar var.
Çünkü CHP'nin kazanımı, esasında seçmen gözünde kritik bir sınav aynı zamanda.
Seçmenden alınan bu kredinin nasıl değerlendirileceği 2028 seçimlerinde ülke yönetimine geçip geçemeyeceğinin de göstergesi olacak.
SORUMLULUKLARI FAZLA
İşte tam da bu nedenle özellikle yeni kazanılan belediyelerin ya da ilk kez göreve seçilen belediye başkanlarının üzerindeki sorumluluk büyük. Son günlerde CHP'nin görevde olduğu belediyelerde ilginç bir hesaplaşma sürecine girildiğini görüyoruz. Seçimi kazanan başkanlar, kendilerinden önceki başkanın hangi partiden olduğuna bakmaksızın belediye bütçesini nasıl çarçur ettiğini, geride nasıl bir borç yükü bıraktığını hatta belediye personeline maaş bile ödenemeyecek kadar kötü bir mali tablo ile karşı karşıya kaldıklarını belediye binalarına astıkları dev afişlerle ifşa etme yarışına girmiş durumdalar. Bu yaklaşım ilk bakıldığında şeffaf bir yönetim anlayışının göstergesi gibi görünebilir.
Ancak hiç de öyle algılanmama ihtimali de çok yüksek.
MAZERET ÜRETME VAKTİ Mİ?
Çünkü bu seçmen gözünde bir süre sonra 'benim görev verdiğim bu adam ya da kadın iş, hizmet vs. üretmek yerine mazerete sığınacak. Galiba yanlış tercihte bulundum' hissine de neden olabilir. Ki bu mazeret üretme sürecinin seçimin üzerinden günler geçmesine rağmen halen devam etmesi bu hisse kapılma sürecini de kesinlikle hızlandırır. Ayrıca
ifşa işinin bu kadar abartılması bir diğer taraftan intikam duygusuyla hareket edildiğinin de en önemli göstergelerinden biridir ve son derece tehlikelidir bana göre. Hadi bunu başka partiden olan başkanlara yaptınız, kendi partinizden olan eski başkanlara da yapıyorsanız sizin de seçmen gözünde bir farkınız olmayacağının kanıtıdır.
O nedenle ifşayı bırakıp, mazaretlere sığınmayı bırakıp, kötü gidişatı tersine çevirmek için işe koyulmanız gerekir. Bu süreci başlatmakta ne kadar geç kalırsanız o kadar gözden düşersiniz.
