İYİ Parti'nin cumartesi günü gerçekleştirdiği kurultaya ilişkin tespit ve yorumlar yapılmaya devam ediyor.
Meral Akşener'in görevi bırakmasından sonra partinin yeni lideri Müsavat Dervişoğlu'nun verdigi ilk mesajlar da dikkatle takip edildi. Önceki yazımda Dervişoğlu'nun teşekkür konuşmasını baştan sona dinlediğimi ifade etmiş ve kendisinin geleceğe dönük partililerine, seçmene vermek istediği mesajların ne kadar kritik önemde olduğunu anlatmaya çalışmıştım.
Bugün de aynı konuşmaya ve kurultaya ilişkin dikkatimi çeken bir başka husustan bahsetmek istiyorum.
SİYASETİN TANIDIĞI SİMALAR
İYİ Parti kurultayında Akşener'in aday olmayacağını kamuoyuna duyurmasının ardından onun koltuğuna 4 isim aday oldu. Bunlar arasında en tanıdık isimler elbette tecrübeli siyasetçiler Koray Aydın ve Müsavat Dervişoğlu. Yine partide çeşitli kademelerde görev yapan Tolga Akalın da kamuoyu ve siyasetin tanıdığı bir sima.
Akalın, siyasetçi kimliğinin dışında mesleğinin avukatlık olması nedeniyle de birçok davada ismini duyduğumuz biri. Ancak adaylar arasında yer alan ve kadın liderin kurup yönettiği bir partide bence liderliğe aday olması son derece doğal karşılanması gereken bir isim daha var ki bana göre ona büyük haksızlık yapıldı. O da son anda aday olmak için yeterli imzayı toplayarak yarışa giren Günay Kodaz.
KURULUŞ SÜRECİNDE VARDI
Kodaz, İYİ Parti'nin kuruluşundan bu yana parti kadrolarında yer alan bir isim.
Partinin de kurucular kurulu üyesi. Yani partiye sonradan giren, son anda tepeden inme görev verilen bir siyasetçi değil. Hal böyleyken Kodaz, kurultay salonunda son derece çirkin bir muameleye maruz kaldı. İstediği ya da beklediği desteği alamamış olabilir. Ama ikinci turdan sonra adaylıktan Koray Aydın lehine çekildiğini duyurmasının ardından kürsüdeyken yuhalanması, nedeni her ne olursa olsun son derece yakışıksızdı. Tabii ki tek yakışıksız olan bu değil. Günay Kodaz'ın sanki hiç adaylık yarışına girmemiş gibi görmezden gelinmesi. Ne bir kadın genel başkan olarak Meral Akşener, ne de diğer adaylar kendisinin nezaketen bile olsa ismini zikretmedi. Zaten kendisi de kurultay devam ederken verdiği demeçte bu konuda sitemini dile getirirken, "Maalesef partimizde birçok farklı ses susturulmuştur.
Tek kadın aday olarak kadın hareketi denilen partide sürekli yok sayıldım" ifadelerini kullandı.
SİTEM ETMEKTE ÇOK HAKLI
Bence son derece yerinde bir sitem.
Çünkü Müsavat Dervişoğlu'nun teşekkür konuşmasında kendisini genel başkan adayları arasında dahi saymaması büyük ayıp. Üstelik kendisine destek vermeyenleri de kucaklayacağına dair ciddi şüphe oluşturuyor. Evet, onun da söylediği gibi adaylar arası kavgasız, gürültüsüz örnek bir kurultay süreci yaşandı ve bence bu kısmı takdire şayan. Ancak bir kadın tarafından kurulan, yıllardır da bir kadın tarafından yönetilen İYİ Parti için talihsiz bir tavır kadın adayın yok sayılması. Üstelik bu tutum, son yerel seçimde kadın temsili açısından büyük bir başarı elde edilmiş, birçok ilde, ilçede yerel idareler kadınların eline bırakılmışken zamanlama açısından da lider kimliğine yeni kavuşmuş biri için de ayrıca talihsizlik.