Temenni ile gerçek arasındaki ince çizgi
Yerel seçimler sonrasında ortaya çıkan siyasi tablo ve AK Parti'nin kurulduğu günden bu yana ilk kez seçimleri ikinci parti olarak tamamlaması, AK Parti-MHP ortaklığı dolayısıyla Cumhur İttifakı'nın geleceğine dair tartışmaları da beraberinde getirmişti.
İşte bu tartışmalara MHP lideri Devlet Bahçeli'nin geçtiğimiz günlerde verdiği üstü kapalı mesajlar da eklenince ittifakın çatırdadığına ilişkin birçok açıklama, birçok yorum ortaya atıldı. Üstüne bir de MHP lideri Devlet Bahçeli'nin bugüne kadar AK Parti iktidarının üzerinde fazlasıyla ağırlığı olduğunu düşünen bir kesimin MHP'yi oyun dışında bırakma isteği de eklenince günlerdir senaryolar havada uçuşuyor.
YERİNDE BİR BEKLENTİ DEĞİL
Evet, 31 Mart sonrası siyasette bir değişim ihtiyacı kesinlikle var. Aynen 14 Mayıs sonrasında olduğu gibi bir ihtiyaç bu. Bir dönüşüm, bir yenilenme, bir özeleştiri ismine ne derseniz deyin. Ama bu dönüşümün lider ya da ittifak ortağı değişimi beklentisi yaratması çok yerinde bir beklenti değil. Nedenine gelince... Dediğim gibi iki seçim arasında geçen kısacık sürede seçmen gözünde çok şey değişti belli ki. Buna isterseniz ülkemizin ekonomik durumunu gerekçe gösterin isterseniz başka herhangi bir şeyi. Bana göre ise bu tablonun nedeni, birçok çalışma yapılmış, çaba gösterilmiş olmasına karşın seçim öncesi toplumda oluşan beklentilerin yeterince karşılanamaması. Bu beklentilerin başında elbette ekonomi yer alıyor.
EKONOMİ KADAR ÖNCELİKLİ
Ancak ekonomiyle birlikte en önemli beklentiler sıralamasında onun kadar elzem olan bir başlık daha var. O da, toplumun genelinin siyaset sahnesi kadar kutuplaşması.
Belli ki vatandaş bundan son derece rahatsız.
Yerel seçim sonrası Türkiye, daha az kutuplaşmayı gerektiriyor. Bu ayan beyan ortada. Çünkü 10 ay gibi kısa bir sürede seçmenin siyasi yelpazenin iki ayrı yönüne gidip gelmesinin daha mantıklı başka bir açıklaması yok. Tam burada, böyle eleştiri getirerek Cumhur İttifakı'nın geleceğine dair tahmin yürütenlerin bir noktayı gözden kaçırdıklarını da söylemekte yarar var.
ASLA GÖRMEZDEN GELİNEMEZ
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, toplumun beklentilerini de ihtiyaçlarını da iyi tahlil edebilen bir lider. Zaten AK Parti'nin 2002'den son yerel seçimlere kadar girdiği tüm seçimlerden galip çıkmasının nedeni onun bu özelliği. Yola çıktığı günden bu yana sırf bu özelliği yüzünden birçok yol arkadaşını kaybetti ama bugün hala Türkiye'nin yarısından fazlası onu lider olarak görmek istiyor ve oy tercihini bu yönde kullanıyorsa lider olarak ona duyulan güveni görmezden gelemeyiz. Benzer şekilde Devlet Bahçeli'nin partisinin aldığı oy oranıyla değerlendirilemeyecek kadar devlet aklını temsil ettiği de kabul edilmesi gereken bir şey. Erdoğan ve Bahçeli'nin önceki gün bir araya geldiği görüşme, onun öncesinde yapılan birçok değerlendirmenin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine işaret ediyor.
Çünkü ne ikilinin basına verdiği fotoğraflardan ne de görüşmeye ilişkin yapılan açıklamalardan Cumhur İttifakı'yla ilgili olumsuz bir tablo çıkarımı yapılamaz. Nitekim dün Bahçeli'nin Meclis kürsüsünden verdiği mesajlar dikkate alınırsa bazı kesimlerin beklentilerinin daha doğrusu temennilerinin 'hayal' olma ihtimali daha yüksek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.