• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Hakaretle gelen kahramanlık ZÜMRÜT YILMAZ

Hakaretle gelen kahramanlık

zumrut.yilmaz@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 02 Eylül 2024, 23:43

Allah düşmanın da dostun da hayırlısını, ahlaklısını versin' diye bir temennimiz vardır bizim. Üzerinde hiç düşündünüz mü bilmiyorum ama ne anlamlı, ne güzel bir anlayışın ürünüdür.
İçinde bolca yaşanmışlık ve deneyim olduğunu da çok iyi yansıtır. İşte tam da bu cümlenin anlamını sorgulatacak cinsten bir örnekten bahsetmek istiyorum bu yazıda. Dilruba Kayserilioğlu diye bir kadın son günlerin popüler figürlerinden biri haline geldi biliyorsunuz.

AĞZINA GELENİ SIRALAMAK
İzmir'de verdiği bir sokak röportajı sonrası hakkında tutuklama kararı verilen Dilruba Kayserilioğlu, tutuklanmasına gerekçe gösterilen röportajda ağzına geleni sıralamış, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik hakaretleri yetmemiş, kendisi gibi düşünmeyen herkesi de gerizekalılıkla itham etmişti. Yani böyle bir popülariteyi hak edecek bir şey yapmamıştı anlayacağınız.
Hatta bana kalırsa muhatap alınıp tutuklanması bile onu fazlasıyla önemsemek anlamına gelirdi ki bu süreçte bir miktar toplum baskısının etkili olabileceğini düşünüyorum. Çünkü hukukçuların da bazı suçlar ve suçlular hakkında karar alırken toplumun bir parçası olduklarını unutmamak gerekiyor. Tabi buradan halkı kin ve düşmanlığa sürüklemek ya da Cumhurbaşkanına hakaret gibi asla mazur görülemeyecek ayrıca suç da teşkil edecek parametreler olduğunu biliyorum.
Çünkü bu kadının art arda ve alelade sıraladığı her bir hakaret suç unsuru teşkil ediyor. 'Bu ülke laik ve özgür bir ülke' diyor ya, evet tam da öyle bir ülke olduğu için kendisinin hakareti özgürlükle karıştırmasına izin verilmedi. Birilerinin ona böyle ağzına geleni söylemenin özgürlükle ilgisi olmadığını göstermesi, anlatması gerekiyordu. Bana kalırsa yolu böyle olmamalıydı ama 18 gün gibi kısa bir sürede koca ülkede kutuplaşmayı körükleyecek baş figür haline getiriliverdi.
Yetmedi muhalif medyanın da muhalefetin de baş tacı edildi. İzmir Fuarı gibi devasa bir uluslararası organizasyonun açılışında ana muhalefet liderinin hemen yanında protokolde yer alacak kadar siyaset malzemesi edilmesi gerçekten pes dedirtti bana. Orada o ana tanıklık edenlerin çoğunun da bu absürt tabloyu içten içe de olsa sorguladıklarına eminim.
Derdini hakaretle anlatana, bu şekilde muhalefet yapana başka yerlerde böylesine prim verilmediğini bugüne kadar pek çok örnekle gördük. Bunun cesaretle ya da bahsedildiği gibi düşünce özgürlüğü ile ilgisi yok dünyanın hiçbir yerinde.

HAKARET ETTİĞİNE YABANCI
Ayrıca böyle bir cehaletin cesaret, böyle bir avamlığın da düşünce özgürlüğü olarak gösterilerek baş tacı edilmesi bile başlı başına o toplumun seviyesinin işareti olarak gösterilir başka bir ülkede olsak.
Ama Türkiye'de durum maalesef farklı.
Kadın hakaret ettikçe, bir şeyler üzerinden örnek gösterdikçe resmen batıyor. Bilgisizliği, cehaleti paçalarından akıyor. Hakir gördüğü topluma bile o kadar yabancı ki herkesin instagramdan para kazandığını iddia edebiliyor. Kimse de bu kadın ne saçmalıyor demiyor. Evet geçimini e-ticaret üzerinden yaptığı satışlarla kazananlar var infulancerlar da var sırf yaptıkları reklamlarla ya da ürün tanıtarak hem ünlerine ün katıyorlar hem de para kazanıyorlar.
Ama şimdi birisi kalkıp Türkiye'nin hatta dünyanın yüzde 90'ının geçimini instagram üzerinden kazandığını iddia ederse o kişinin ciddiyetini bir sorgulamak gerekir diye düşünüyorum ama bizim peşine takıldığımız sahte öteki kahramanlar varken sorgulamaya ne gerek var değil mi! Böyle bir cehalet birilerine dost olsa ne olur müttefik olsa ne olur. Velhasıl en başta dediğim gibi Allah herkese dostun da düşmanın da ahlaklısını versin...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.