Giriş Tarihi: 26 Mayıs 2012, 16:00
Bir insan kaynakları sitesinin yapmış olduğu kamuoyu araştırmasına göre ülkemizde çalışanların yüzde 58'i yaptığı işte yeteneklerini kullanamadığını yüzde 67'si ise mesleğini değiştirmek istediğini söylüyor.
Ben bu sonuçları biraz iyimser buluyorum. Bana göre bu oranlar çok daha yüksek. Çevrenize şöyle bir bakın, güleryüz ve mutlu bir şekilde, ayağına sürümeden, işe giden kaç kişi var?
Ana okulundan itibaren insanlara mutlu verimli olacağı bir işi yapmalarını önermek yerine doktor, mühendis, avukat, pilot gibi bizce kazancı garantili mesleklere sahip olmalarını yani "başlarını kurtarmalarını" önermiyor muyuz?
"Boşver arkeolojiyi, sana mı kaldı? Tozun toprağın içinde... Para kazanamazsın. Hiç değilse tarih öğretmeni ol, en azından bir maaşın olur"
Böyle düşündüğümüz için bir Howard Carter çıkaramayacak Türkler. Üç yanımız deniz, peki Türklerin Kaptan Kusto'su (Cousteau) diyebileceğimiz birisi var mı? O kadar üniversitemiz ve anlı şanlı akademik kadrolarımız var, peki neden Türk insanının evrensel bilgi dağarcığına koyduğu katkılar veya bilimsel buluşlarla ilgili haberler duymuyoruz hiç?
HAÇLI SEFERLERİ
Allah'tan sağlık, devletten aylık! Ya sonra?
Neden biz gazeteciler Kuzey Kutbu'nda küresel ısınmayla ilgili araştırma yapan Türk bilim insanlarının veya Amazonlar'da soyu tükenmekte olan bir canlıyı inceleyen bir Türk araştırma ekibini haber yapamıyoruz?
Türkiye'nin botanik haritası var mı?, Akdeniz foklarına ne oldu?, Anadolu panteri nereye gitti?
Bir keresinde tarih fakültesi mezunu güzel ve hoş bir bayanla arkadaşlığım olmuştu. Yüksek lisans yapıyordu ve bir tez hazırlaması gerekiyordu. Konu "Haçlı Seferlerinin Doğu Hristiyanlığına Etkileri" idi. Yardım istedi. Çok heyecanlandım.
Bu konuda en fazla bir veya iki makale var bildiğim. Ama kapsamlı, bilgi ve belgeye dayalı bir araştırma eseri çok ses getirebilirdi. Hemen Türk Ermeni Patrikliği, Rum Ortodoks Patrikhanesi ile temasa geçtim randevu ayarladım. Vatikan'la yazışmaya başladım, onlardan bilgi ve belge istedim. Muhteşem bir projeydi bu. Anadolu'daki Hristiyan unsurlarla görüşmeler yapıldıktan sonra Suriye, Irak, Filistin ve İsrail gibi üçü veya dört ülkeye gidilip dini liderlerle görüşülüp, kütüphaneler incelenecek ve kutsal mekanlarda çekimler yapılacaktı. Fotoğraflar, video çekimleri, ses kayıtları... Çok iyi bir iş çıkarılabilirdi. Durdum, bir an yeni mezun bir tarihçi için bu projenin maddi açıdan zorlayıcı olabileceğini düşündüm.
Peki böyle kapsamlı tarihi bir araştırmanın gerçekleşmesine kim destek olmak isteyebilirdi ki? Tanıdığım ne kadar işadamı varsa hepsi aklımdan geçti bir bir. Evet iki veya üç işadamını böyle bir projeye maddi destek vermeye razı edebilirdim.
Ertesi gün tarihçi arkadaşımla buluştum ve başladım aklımdan geçenleri sıralamaya. İlgilenmedi bile. Bir ara "Sen benim yerime.........." diyecek oldu ama vazgeçti sonradan. İlişkimiz koptu.
Sanırım internetten "kes-kopyala" diğer adıyla "referans taraması" yaparak birşeyler hazırladı. Belki de istediği dereceye almış, hatta doktora bile yapmıştır.
Neden herkes birşey olmaya çalışıyor da kimse birşeyler yapmaya çalışmıyor bu ülkede?
İyilikle kalın...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.