• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
ALİ KOCATEPE

Dalaras'la bir gece

ali.kocatepe@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 20 Ağustos 2011, 15:03
Çok iyi şarkıcılar dinledim. Bir tek şarkısıyla gönlümü çalanlar da oldu. Bazen şarkının güzelliği şarkıcıyı sevdirdi, bazen sesinin rengi beni o şarkıcıya bağladı...
Erkek şarkıcılar kategorisinde hem şarkılarıyla hem de seslerinin rengiyle beni uçuran 5 şarkıcı vardı listemin en başında.
İlki Nat King Cole. Ona "Nature Boy", "Too Young" ve "Mona Lisa" ile başlayan tutkum hiç azalmadı. Tüm şarkılarını hala aynı zevkle dinleyebiliyorum o kadife sesinden. Oysa onu çok genç yaşta kaybettik. 1965'te ve 46 yaşında...
Johnny Mathis var hayranı olduğum... "Wild Is The Wind" ile başlamıştı hayranlığım. Okuduğu her şarkı beni mest etmiştir.
Sonra Tony Bennett gelir. Ona tutkum da "I Left My Heart In San Francisco" ile başlamıştı.
Ve, Gilbert Becaud'la, Charles Aznavour. Birinin "Natalie"sini, diğerinin "Les Deux Guitar"ını ilk günkü heyecanımla dinlemeye devam ediyorum. Ve de albümler dolusu şarkılarını.
Sözünü ettiğim Amerikalı şarkıcılardan Mathis 80'ine, Bennett 90'nına yaklaşıyor. Fransızlardan Becaud'yu on yıl önce 74 yaşında kaybettik. Aznavour ise üç yıl sonra 90 yaşına basacak...
***
Benim bu top listeme 1990'larda bir Yunanlı şarkıcı dahil oldu. Yorgo ya da George Dalaras. Sesinin rezonansı bana inanılmaz bir huzur veriyor ve saatlerce dinlesem sıkılmıyorum. Hele yıllar önce bir de latin albümü yaptı ki, inanılmaz güzel.
İşte 1949 Pire doğumlu ve annesi hemşehrim olan bu şarkıcının konserine gittim Cuma gecesi. İkinci kez İstanbul'a geliyordu ve yerimizi ayırtıp Aysun'la koşa koşa gittik konserine. İlk gelişinde Livaneli ile sahne almış ve seyahatte olduğumuz için o gösteriyi kaçırmıştım. Bu kez İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde Hakan Şensoy'un şefliğinde sahnede dinleme şansım oldu bu hayranı olduğum sanatçıyı.
Sesi yine kusursuz, tınısı olağanüstü, yorumu enfesti. Şarkılarını çok duygusal ve mükemmel bir biçimde yorumladı. Sahnede ilk kez izlediğim Dalaras'da bir şey dikkatimi çekti. Gülümsüyordu ama bakışlarında hüzün vardı. Pasifti, şarkılarını söylerken hiç hareket etmiyordu. Konuşmayı sevmiyordu. Seyicinin tüm sıcaklığına ve samimiyetine karşı o donuktu. Bu müthiş şarkıcının sahne karizmasının zayıf olduğunu düşündüm. Bazen gözlerimi kapatarak dinledim bazen bakışlarımı büyük orkestraya çevirdim. Adını bilmediğim çello çalan bayan sanatçı tüm konser boyunca kendinden geçmiş bir halde icra etti enstrümanını. Onun enerjisine bayıldım.
Dallaras'a eşlik eden orkestrada iki buziki bir de gitar çalan üç kendi müzisyeni vardı. Bir de kız vokalisti. Sanatçıya eşlik ederken gölgesi gibiydi. Çok başarılı bir eşlik performansı sergiledi. Yalnız o da ustası gibi donuktu.
***
Gürültüden uzak, müziğin tüm nüanslarını duyabildiğim, tüm hücrelerime kadar hissettiğim bir konserdi gittiğim. Zülfü Livaneli bestesi "Kardeşim Duymaz"ı Rumca sözlerle iki kez okudu. Ercan Saatçi'nin "Yastayım" sözleriyle Ferhat Göçer'den hayranlıkla dinlediğim Sefarad şarkısını da rumca sözlerle enfes yorumladı. İspanyolca ve İtalyanca seslendirdiği şarkılar arasında "Granada" ile tavan yaptı.
Yıllardır tTürk düşmanı olduğunu duyarım. O, yaptıkları eylemlerin yanlış yorumlandığını Türk düşmanı olmadığını kesin bir biçimde ifade ediyor. Bir röportajında da "Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorun nedir?" sorusunu şöyle yanıtlıyor: "Çok dindarlar ve aşırı milliyetçiler... Politika aslında insanları ileri götürmek için vardır ama bunu becerebilenler çok az... Benim için din, birbirimizden ayrılmak yerine birlik ve beraberlik içinde yaşamaktır..."
Uzun bir röportajdı okuduğum. Ama Dalaras'a hayranlığımı daha da artırdı.
Bir dünya starı izledim ve hayatımın en mutlu gecelerinden birini yaşadım. Emeği geçen herkese teşekkür ederim...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.