Atatürk'ün özellikle resmi gezi ve ziyaretlerinde çekilmiş toplu fotoğrafların tümünde görmek mümkündür dönemin Meclis Başkanı Kazım Özalp'i... Büyük Kurtarıcı'nın, milli mücadele ve Cumhuriyet'in kurulması aşamasında çalışma arkadaşı olan Kazım Paşa, 11 yıl Meclis başkanlığı da yaparak Atatürk'ün en uzun süre yakınında kalanların başında gelmiştir.
Dolayısıyla Özalp ailesinin çocukları da, Atatürk'ün nasıl bir devlet adamı ve insan olduğuna ışık tutacak birçok olaya tanıklık etme fırsatı bulmuştur. Nitekim Kazım Özalp'in oğlu Teoman Özalp, 2006'da yayımlanan 'Tanıklık Ediyorum/Cumhuriyet ve Atatürk Anıları' isimli kitabında, Mustafa Kemal'in her bulunduğu ortamda çevresindekilerin fikirlerini ne kadar önemsediğine ilişkin 'derin' sonuçlar çıkarabileceğimiz örnekler veriyor.
Bugün neredeyse onu bir asker devleti kurmak ve diktatörlüğe yönelmekle suçlayanlara tokat gibi yanıt verecek anekdotların yer aldığı kitapta, Teoman Özalp yakın dönem Cumhuriyet tarihinin siyasi ilişkileriyle ilgili gözlemlerini de yansıtıyor. Atatürk'ü tanımanın, insana nasıl bir değer kattığını ve olaylara bakışındaki ayrıcalığını da hissediyorsunuz Özalp'in anılarını okuyunca. Özalp, çocukluk arkadaşı Erdal ve Ömer İnönü'yle Dolmabahçe Sarayı'nda koşuştukları günlerden, aynı fakültede okuduğu Necmettin Erbakan ve Süleyman Demirel'le ilgili anılara kadar getiriyor hatıralarını.
TAM BİR BELGESEL
Geçtiğimiz salı, TRT2'de yayınlanan "Atatürk'le" belgeselinin ilk bölümünde yine o güler yüzüyle anılarını anlatırken karşımda buldum Teoman Özalp'i. Atatürk'ü tanıma ve O'nunla hayatın değişik yönlerini paylaşma imkanı bulanların anılarını anlattığı "Atatürk'le" programını, TRT yönetmeni Abdulhamit Avşar hazırlamış.
Yıllar önce 'Son Tanıklar' yapımıyla Cumhuriyet döneminin geri planda kalmış ayrıntılarına ışık tutan ödüllü yönetmen Avşar'ın yeni belgeselini de mutlaka kaçırmayın. Atatürk'ün bilmediğimiz ilginç taraflarını ortaya çıkarmayı amaçlayan 13 bölümlük belgesel dizinin ilk programında bile, 'insancıllığın' hiç eksik olmadığı bir devlet adamı kimliğinin değişik yönleriyle tanıştık.
Özellikle Teoman Özalp, Atatürk'ün gittiği her yerde vatandaşların fikrine başvurmaya yönelik yaklaşımlarına çok renkli örnekler verdi televizyondaki görüntülerinde. Özalp, Atatürk'ün bir karara varmadan önce, mutlaka halkın bu konudaki düşüncelerini belli etmeden ağızlarından almayı çok iyi bildiğini anlattı.
Daha neler söylenmedi ki onu tanıma şansına erişmiş öğretmenler, vatandaşlar, manevi çocukları ve değişik meslek gruplarından insanların ağzından... Atatürk'ün Türk diline ve tarihine verdiği önemi anlatan emekli bir hoca, Ata'nın sürekli okulları teftiş ettiğini ve özellikle tarih derslerine girerek öğrencilere sorular yönelttiğini söyledi.
SEVGİ ÇEMBERİ
Gözyaşlarını tutamayan bir başka katılımcı, Ata'sının şefkatini ve çocukların Cumhuriyet'i yüceltecek değerlere sahip vatandaşlar olarak yetişmesi için nasıl çırpındığını anlattı. Bir başkası, çocuklarına Türkçe kökenli isimler koymaları için Atatürk'ün yakınlarına sürekli telkinlerde bulunduğunu vurguladı.
Kimi, ülkesinin kendi kültürüne dayanarak kalkınması için gece gündüz çalışmasına tanıklık ettiklerini söyledi Atatürk'ün; kimi de çocukların kendisine sorular sormasını nasıl teşvik ettiğinden bahsetti... Her konuşmanın vardığı sonuç ise halkını deli gibi seven Büyük Kurtarıcı'nın herkesle mesafesizce bir gönül bağı kurabildiğiydi.
