Bir çırpıda, kendimi kitabın son sayfasında buluverdim. Ali Poyrazoğlu okumamız için değil, bizi yüreğimizdeki cevheri keşfedecek yeni maceralara özendirmek için yazmış 'Tamamla Bizi Ey Aşk' eserini. Her anlatısında, hayattan keyif almanın sırlarını değişik bakış açılarıyla yansıtmış. Mutluluğa sadece aklımızla değil; hislerimizin, hayallerimizin, isyanımızın ve cesaretimizin birbirini tamamlamasıyla varabileceğimizi satır satır dimağımıza işlemiş.
Kendimize, yaşadığımız duygulardan en güzel, en sağlıklı ve en özgür hayatı biçmenin yolları bu kadar mı etkleyici bir dille anlatılır. İnsanı bütün bağlarından koparıp, içinden geldiği yere sürükleyen bir yolculuk halidir 'aşka tutulmak'... Aşkın ruhumuzu onardığını, vücudumuzda ve zihnimizdeki tüm eksileri 'artıya' dönüştürecek bir elektrik akımı yarattığını söyleyen usta tiyatrocu, 'Tamamla Bizi Ey Aşk' diye boşuna haykırmamış!
***
Doğan Yayıncılık'tan, geçtiğimiz Kasım'da ilk baskısını yapan yeni kitabında Ali Poyrazoğlu, düzenin baskıcı tutumu karşısında bize özgürlüğün kapılarını aralayacak şifreyi bakın nasıl fısıldıyor: ''Bütün kapıları açacak şifre 'düş gücü'nüzdür. En kıymetli varlığınız, en yaratıcı yanınız, sıradan hayatınızı bir sanat eserine dönüştürecek düş gücünüzle çoktandır ahbaplığı kestiniz. Düş gücümüz, doğarken bize armağan edilen en büyük zenginliğimizdir. Niye mi, çünkü düş gücü ruhun gözüdür.''
Evet, hareket alanımızı kısıtlayıcı bir düzenin çeperini kırmanın ve gönlümüzce yaşamanın en güçlü anahtarını, öncelikle 'hayalci' olmakta, herkesin saygı göstereceği 'düş gücü ustaları' yaratmakta görüyor Poyrazoğlu.
***
'Tamamla Bizi Ey Aşk'ta, kendi ilkelerini, dostlarıyla ilişkilerini ve sanatla ilgili düşüncelerini, birbirinden komik anıların süslediği kesitlerle sunuyor Ali Poyrazoğlu. En mühimi de çağımızda 'buhranlı' bir kimlik taşıyan gençleri, güçlükleri aşmalarını sağlayacak yeteneklerini keşfetmeye yöneltiyor. Kırmadan, aşağılamadan, azarlamadan... Ama eleştirerek, sorgulatarak ve içten bir samimiyetin köprülerini kurarak...
Kitabın beni en etkileyen bölümleri ise, Ali Poyrazoğlu'nun aşk tarifeleri, gerçek aşkın hayatımızdaki yakıcı ama yapıcı izlerine ilişkin görüşleri. Bu yüzden, eserin aşka derinlik katan ve yüreğimize dokunan kimi bölümlerinden aktarmalar yapmak istiyorum. Ki bu kitabın, hafızanızda tat bırakacak satırları hakkında biraz ön fikriniz olsun:
***
''Kimi, aşk dedikleri ip cambazlığını her düşüşte yeniden denemek, becermek ister. Bir daha ipe çıkıp, sevgiliye kavuşmak için dengeyi kurmaya çalışmayı seçer. Bazıları aşağıda kalır, kendisi gibi ipten düşmüş, aşkın sakatladığı birini arar. Kimi de hiçbir zaman ipe çıkmaya cesaret gösterememiş birini bulup, kalabalığa meydan okumanın gereksiz olduğuna kendisini ve karşısındakini ikna eder...''
''Aşk dediğin özgür bir yolculuk değil mi? Seni bağlayan tüm iplerden kurtulup, içine çakılmış çivileri söküp, sezgilerin rüzgarında el ele, nefes nefese koşmak değil midir dileğin?''
''İki farklı bakıştan, iki ayrı dünyayı kucaklama biçiminden, zaman zaman birbirinin içine girerek, zaman zaman da birbirinin dışına çıkarak yaşanır aşk. Bazen uzlaşmazlıklar gereklidir, çünkü yaratıcılıklar farklılıklarda gizlidir''
İşte böyle, tamamlayın kendinizi aşkla. Tercihi size kalmış...