• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
’Deli Dumrul’, bizi bırakıp gidebilir mi? BÜLENT GÜRLÜK

'Deli Dumrul', bizi bırakıp gidebilir mi?

bulent.gurluk@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 11 Temmuz 2012, 18:08
Yüreğimde ince bir sızı hissettim önce...
Bu kez gelen haberler doğruydu, yazdığı oyunlarla Türk tiyatrosunun kilometre taşlarını döşeyen Güngör Dilmen'in, o büyük, o muzip ustanın masmavi gözleri sonsuzluğa kapanmıştı.
Dile kolay iki aydır hastanede yaşam savaşı veren, hatta günler önce kendisini kaybettiğimiz söylentileriyle yıkıldığımız, gerçeği öğrendiğimizde yeniden umutlandığımız Dilmen ustanın yorgun yüreği, bu dünyanın yükünü daha fazla kaldıramadı belli ki...
***
Ne de olsa, o yazdıklarıyla sadece tiyatro sahnelerini değil, hayatımızı da aydınlatmıştı. Sadece önümüze değil, geleceğimize de ışık tutmuştu kaleminden dökülen satırlarıyla...
Yani büyük usta, Cumhuriyet'in aydınlık kuşaklar yetiştirmeye çalıştığı en zorlu koşullarda açtı ufuklarımıza yeni pencereleri. "Midas'ın Kulakları"nı yazdığında, yıl 1959'du.
Hem geçmişi hem de geleceği göstererek, Türk insanına hayatla başa çıkmanın sürekli yeni kılavuzlarını sundu oyunlarında...
***
Sadece oyunlarıyla değil elbet, hocalığıyla, yazdığı kitaplarla, yetiştirdiği yazar ve dramaturglarla da Türk tiyatrosunu yüceltecek basamaklar dizdi hayatı boyunca. Hep bir üste, daha üste çıktık onun omuzlarında...
Bize tiyatro aşkını verdi. Umut, düşünce, dayanma gücü aşıladı. Kolay mı sırtındaki bu ağır sorumlulukların yüküyle yatağa gömülmek? Kolay mı her anında üretmenin, çalışmanın alışkanlığıyla iki ayını yoğun bakımda geçirmek. Hiç değil!
Bu yüzden daha fazla dayanamadı, üzerine üzerine gelen hastane duvarlarının daraltısında süren yaşama savaşına... Zaten çok yorgundu, kapayıverdi mavi gözlerini.
***
O da biliyordu, nasılsa ölmeyecekti ki...
Yarattığı karakterler, yazdığı eserler ölümsüzdü çünkü. "Deli Dumrul", bizi bırakıp gidebilir miydi örneğin? Ya da bir sabah uyandığımızda, Midas'ı bir daha görememe ihtimalimiz var mı? "Aşkımız Aksaray'ın En Büyük Yangını" olarak kalmayacak mı? "Ben Anadolu"ysam, hangi çılgın öldüğümü söyleyebilir...
İzmir'de önceki gün sonsuzluğa uğurladığımız büyük ustanın cenazesinde ne güzel söylemiş sevgili hocam, Dokuz Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semih Çelenk:
"İyi ki bu dünyadan bir Güngör Dilmen geçmiş. İyi ki yazdıkları ve söyledikleriyle bize başka dünyaların kapılarını aralamış. Yapıtları oynadıkça ismi daha çok yaşayacaktır. Oyunlarının üzerinde sahne ışıkları yandıkça, o da huzurlu ve ışıklar içinde olacaktır."
***
Onu tanıdığım, sohbet ettiğim, söyleşilerine katıldığım ve oyunlarını izlediğim için kendimi şanslı sayıyorum. Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro-Dramatik Yazarlık Bölümü'ndeki öğrencilik yıllarımızda, Dilmen'in yazdıklarını okumakla kalmaz, aynı zamanda dramaturjik incelemelerini yapardık. Onun hayal gücüyle yoğrulduğumuz, karakter yaratma ustalığından feyiz aldığımız, düşünce ve saptamalarıyla fikir dünyamıza zenginlik kattığımız için, Dilmen'in eğitim hayatımızda da 'kendine özgü' bir yeri vardır. Doğrudan derslerimize girmese de hocamızdır...
Aydınlığın, insanlığın, eserlerin hep yaşayacak, yaktığın ışık hiç sönmeyecek hocam.
Nurlar içinde yat...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.